Adil Öksüz'le bağlantısı olan bir askerin yeni tespit edildiği yönündeki haberlere açıklık getiren Işık, "Bu haberlerin ne kadar gerçeği yansıttığını bilmemiz mümkün değil. Bu konuda sistematik bir çalışma var. Bunu sonuna kadar sürdüreceğiz. Sonuçta bir taraftan asker terörle mücadele ediyor, bir taraftan operasyonlar yapıyor. Bunu yapan insanları da gereksiz yere tedirgin etmemek gerekiyor" diye konuştu.
TSK'dan ayrılan pilotların geri dönüş sürecinin devam ettiğini kaydeden Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şuanda bir zafiyet yok ama kalan pilotlarımız daha fazla fedakarlık yapıyor. Ciddi oranda pilot ihraç edilince mevcut arkadaşlar fedakarlık yapıyor. Biz de geri dönüşleri sağlamak ve ihtiyacı karşılamak için yoğun çalışıyoruz. 13 Şubat itibariyle Hava Harp Okulu eğitime başladı. 13 Mart'ta da Deniz ve Kara Harp Okulları eğitime başlıyor."
Işık, Fırat Kalkanı Harekatı'na katılan askerlerin iaşelerinin ödenmediği iddiaları üzerine, "Başbakanımız tazminatlarıyla ilgili kararnameyi geçen hafta imzaladı. Tüm kuvvet komutanlıklarına ödeme emirleri gönderildi ama ödeme emrinin tarihi 29 Ekim 2016'dan itibaren geçerli olacak. Başta bir kara propaganda oldu. Bu konuda kim ne yazarsa bakıyoruz" şeklinde konuştu.
Bakan Işık, orduda henüz başörtülü personel olmadığını, yalnızca öğrenci olduğunu söyledi. Bunların hayatın tabi akışındaki bir durum olduğunu kaydeden Işık, "Birileri başörtüsü üzerinden siyaset derdine düştüğü için 'laiklik tehlikede' anlayışını başörtüsüne indirgediği için Türkiye çok zaman kaybetti. Bakın şuanda hiçbir rahatsızlık yok, rahatsız olan da tedavi olsun" değerlendirmesinde bulundu.
'SİLAHLI İHA TEST EDİLMEYE BAŞLANDI'
Işık, bakanlık faaliyetlerinden bahsettiği konuşmasında, "Şuanda en önemli konumuz yerli füze ve hava savunma sisteminin geliştirilmesi. Bu konuda ihtiyaç var, bunun giderilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Esas olan kendi füze ve hava savunma sanayimizi geliştirmek. Yerli uçak motoru çalışmaları iyi gidiyor. Milli Muharip Uçak çalışmamız başladı. Bizim için esas hedef kendi motorumuzu geliştirmek. İnsansız hava araçlarını silahlandırmada, terörle mücadelede büyük başarı sağlandı. Şimdi ANKA S'in silahlı modeli dün başarılı bir uçuş gerçekleştirdi ve nisan ayında silahlı Hürkuş testlerini bitirmiş olacak. Başta ANKA'nın silahlandırılması yoktu. Bunu ben talimatlandırdım, çünkü ihtiyacımız vardı. MPT-76 piyade tüfeğinin şuana kadar 700 tanesini Kara Kuvvetleri ve Özel Kuvvetlere teslim ettik. Fırat Kalkanı'nda kullanılıyor. Bu yılın sonuna kadar 20 bin adedi TSK'ya teslim edeceğiz. Bunu daha da geliştirmek için çalışmalar sürüyor" açıklamalarında bulundu.
'BEDELLİ GÜNDEMİMİZDE YOK'
Bedelli askerlik ve profesyonel askerlik konusundaki sorulara açıklık getiren Işık, "Kanunen tecil hakkı olanlara yapılıyor. Makul mazereti olmayanların askerlik ödevini yerine getirmesi gerekiyor. TSK adım adım profesyonel orduya geçiyor. Bundan 10 yıl önce subay ve astsubayın dışında uzman çavuşlar vardı, şimdi uzman erbaş ve usta er var. Bu süreçte TSK'nın yükümlü ere ihtiyacı var. Bunu mağduriyet olarak görmek doğru değil. Bu bir hak ve görevdir, yapılması gerekiyor. Şuana kadar 2 milyon 800 bin kişinin meşru sebeplerden dolayı askerliğini tecil ettirdiğini kamuoyu biliyor zannediyorum. Bakaya sayısı da 450 bin civarında bu durumdakilerin vatani görevlerini yerine getirmeleri önemli. Şuanda terörle mücadele sürüyor, bir taraftan Fırat Kalkanı Harekatı yapılıyor. Böyle bir durumda bedelli gündemimizde yok" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı bir programda ifade ettiği, "Başbakan bir partiden, cumhurbaşkanı başka bir partiden olursa doğacak çatışmaları niye anlatmıyorsunuz" sözlerini değerlendiren Işık, "Gaf olarak nitelendiremeyiz. Gaf bir kelimeyle olur. Kılıçdaroğlu 'evet' için iyi bir propaganda yapmış ama bilmeden yaptı herhalde. Kılıçdaroğlu'nun bu konuya çalışmadığının göstergesi olarak algılıyorum. Bu sistemin en önemli özelliği devletteki iki başlılığı ortadan kaldırması. Devlet başkanlığı ile hükümet başkanlığını birleştirmek. Aslında haklı söylemiş Kılıçdaroğlu" şeklinde konuştu.
'7 HAZİRAN AKŞAMINI DÜŞÜNELİM'
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye'ye neler getireceği konusuna açıklık getiren Işık, "7 Haziran akşamını düşünelim. Çıkan tablodan sonra Sayın Bahçeli'yi ikna edebilmiş olsalardı, CHP, MHP, DHP koalisyonu kurulsaydı, bir tarafta halkın yüzde 52 oyuyla tek turda seçilmiş cumhurbaşkanı var, diğer tarafta da yüzde 55'yakın halk desteğiyle iktidar olan hükümet var. Anayasa cumhurbaşkanına her türlü yetkiyi vermiş, sorumluluğu da hükümete vermiş. Uzlaşılamayan konuda kimin dediği olacak? Bugün AK Parti var ama yarın ne olacağını kim bilebilir. Biz sistem değişikliğine gidiyoruz, bu insanlarla kaim değil. Biz 70'li yılları neden kaybettik, bir cumhurbaşkanının 100 küsur turda seçilememesinin izahı nasıl olabilir? Kaldı ki parlamenter sistemi savunan CHP, bu sistemin köküne dinamit koydu. 367'yle getirip cumhurbaşkanını Meclis'in seçemez duruma getirdiğinizde iki yol kalıyor. Ya Mecliste azınlığın çoğunluğa tahakkümünü kabul edeceksiniz ya da halka seçtireceksiniz. Parlamenter sistem artık yürüyemez, bir tarafta halkın seçtiği cumhurbaşkanı var, diğer tarafta da hükümet var" diye konuştu.
Bakan Işık, Türkiye'nin içinden geçtiği dönemi, "Türkiye bu sistem ile yola devam edemez. Allah'tan halk 1 Kasım'da cumhurbaşkanı ile uyumlu bir hükümetin yolunu açtı ama halk her yanlışı sandıkta düzeltmek durumunda değil. Milletvekillerine niye görev ve yetki veriyor? Şuandaki sistem, ne deve ne kuş. Ne parlamenter sistem ne başkanlık" şeklinde yorumladı.