Tanınmış bir profesör, seminerine 50 dolarlık bir banknotu göstererek başladı.
200 kişiyi bulan dinleyici kitlesine “bu parayı kim ister” diye sordu ve eller kalkmaya başladı.
Ve konuşmacı “bu parayı sizlerden birine vereceğim fakat öncelikle bazı şeyler yapacağım” dedi.
Parayı önce buruşturdu ve dinleyicilere “hala bu parayı isteyen var mı?” diye sordu, eller yine havadaydı.
Bu sefer, konuşmacı “peki bu paraya şunları yaparsam?” dedi ve 50 doları yere attı.
Yerdeki 50 doların üzerine bastı, ezdi, pisletti ve para şimdi pis ve buruşuktu, fakat eller yine havadaydı ve o parayı herkes istiyordu.
Konuşmacı şöyle dedi;
“Paraya ne yaptıysam hiç önemli değil onu yine de istiyorsunuz, çünkü benim ona yaptığım şeyler onun değerini düşürmedi, o hala 50 dolar.
Hayatımızda çoğu kez verdiğimiz kararlar veya hayat şartları nedeniyle hırpalanır, canımız acıtılır, yerden yere vuruluruz, kendimizi kötü hissederiz, fakat ne olduğu veya ne olacağı önemli değil.
Hiç bir zaman değerimizi kaybetmeyiz, temiz ya da pis, hırpalanmış ya da kırılmış, bunların hiçbiri önemli değildir.
Seni sevenler senin ne kadar değerli olduğunu her zaman bileceklerdir”