İnegöl'ün yaşam portalı

CHP'li İrgil: Türk halkını uyarıyoruz

İNEGÖL HABERLERİ

 Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Hayır kampanyaları kapsamında İnegöl ilçe teşkilatını ziyaret etti.CHP’li Vekili, CHP İlçe Başkanı Necmi Demir ve yönetim kurulu üyeleri ile partililer karşıladı.
Ziyarette konuşan CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, “Çok önemli bir süreçteyiz. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en önemli kırılma noktalarından birine geldi. Bununla ilgili büyük mücadele veriliyor. 15 yıldır partinin bütün etkinliklerinde görev almış olmama rağmen ilk kez sahada hem partililerin hem parti dışındaki cumhuriyet ve vatanseverlerin, Atatürk ve Kuvayi Milliye ruhuna sahip olan ve bu vefa duygusuyla buna sahip çıkan insanları büyük bir şevk ve inançla sahada görüyorum. Bu bir parti meselesi değil diyerek herkes gönlünce bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu seferki konuda gençleri yakından ilgilendiren tarihsel bir değişimle karşı karşıyayız. Ülkenin yaygın medyası bunu eşit bir şekilde vermediği için toplumdan kaçırıyorlar. 2 ay boyunca komisyon ve mecliste konuşulan birçok detay toplumun gözünden kaçırıldı. Evet’i savunabilecekleri için anlatabilecekleri bir şey olmadığı için tek söyledikleri şey; ‘Güçlü Türkiye’. 15 yıldır tek başına her yetkiye sahip olan bu iktidar Türkiye’yi güçlü kılmadıysa bundan sonra nasıl kılacak? Daha da güçlü olacağız diyorlar, hani en güçlüydük. Daha iyi ilişkilerimiz olacak diyorlar, hangi ilişkiler? Şuan Azerbaycan dışında hiçbir ülke ile iyiyiz? Bütün dünya ülkeleri ile sıfır sorun derken sırf sorun haline geldik. Anayasa değişikliğiyle ilgili söyleyeceğimiz çok şey var. 18 madde var ama en az 118 ayrı gerekçe sayabiliriz. Bundan daha da önemlisi bu Cumhuriyeti bize emanet eden atalarımızın, dedelerimizin, babalarımızın ruhuna ihanettir. Bu vatana ihanet ile eşdeğer tutulacak bir tablodur. Evet diyenler ihanet içerisinde değiller. Ne anlamda ihanettir? Onların bize emanet ettiği ihanete karşı ihanettir. Dünyada TBMM dışında devlet kuran ve gazi unvanı olan, istiklal savaşı yapan bir meclis yok. Meclisin kurulduğu tarih 23 Nisan 1920, devletin kurulduğu tarih 1923. Dünyada kendi devletini kuran tek meclistir, bu yüzden de tüm konuşmacılar ‘Gazi Meclisi Selamlıyorum’ diyerek meclis kürsüsünden konuşurlar. Bu meclisin tüm kazanımlarından, bu milletin hayatını akıttığı tüm bu cumhuriyet ve kazanımlarından bir kişinin keyfi, hayali ya da iktidarı için vaz geçilmesi isteniyor. Yani deniyor ki 1 kişi 80 milyondan büyüktür. Biz de diyoruz ki 80 milyon 1 kişiden 80 milyon kez daha büyüktür. O yüzden itiraz ediyoruz ve Türk halkını uyarıyoruz.” Dedi.
BU ÜLKE İÇİN GÜVENİLİR DEĞİLSİNİZ
İrgil konuşmasını şöyle sürdürdü; “2010 referandumunda insanlarımızı uyardık, evet derseniz bu ülkenin başına çorap örecekler, evet derseniz en çok evet diyenler üzülecek dedik. Evet diyenler şimdi bin pişman. Yargıyı ele geçirecekler dedik, bu muhalefet yalan söylüyor, vatana ihanet ediyorlar, teröristler dediler. Kim terörist çıktı? 2010 referandumundan sonra yargıdaki değişiklikle hâkimler ve savcılar kuruluna yerleştirdikleri adamlar terörist çıktı. Biz haklı çıktık. Ergenekon… Yapmayın, vatansever askerleri tutuklamayın dedik, o günün Başbakanı; ‘bırakın bu işleri ben bu işin savcısıyım, siz bilmiyorsunuz bunlar vatan haini’ dedi. Ne oldu? Kusura bakmayın, haklıymışsınız, bizi kandırmışlar dedi. Balyoz… Yapmayın, bu kumpas dedik. Yalan söylüyor muhalefete inanmayın dediler halkı kandırdılar yine haklı çıktık. FETÖ… Terörist bir örgüt, sızmaya çalışıyorlar örgütleniyorlar dedik bine yakın önerge verildi. Rahmetli Kamer Genç mecliste; sizin başınıza bela olacak bizim değil, sizin canınızı yakacak dedi, haklı çıktı. FETÖ Ankara’yı bombaladı. Ülkenin beka sorunu varsa 15 yıldır bu sorunu siz oluşturdunuz, iktidar oluşturdu. Suriye’de, Irak’ta, Güneydoğu’da beka sorunu oluşturdunuz, kutuplaşma oluşturdunuz, en önemlisi ülkenin tüm liyakat sistemini altüst ederek liyakatlı olmayan bütün insanları devlet kadrolarına yerleştirdiniz, yarısı da terörist çıktı, onlar da geldi sizi bizi bombaladı, devleti yıkmaya çalıştı. 15 yıldır ülkenin içte ve dışta canına okuyan, beka sorunu oluşturan, ülke prestijini yerle bir edenler şimdi diyorlar ki; bize tek başına iktidarı verin bakın nasıl bu ülkeyi büyüteceğiz. Yaşadıklarımızdan öğrendiğimiz bir şey var, siz bu ülke için güvenilir değilsiniz. Bu ülke için daha büyük felâketlere yol açacaksınız. Bu ülke çocuklar Elbab’da şehit olurken ülke içerisinde 3,5-4 milyon Suriyelinin girmesine izin verdiniz. Bunlar için tampon bölge oluşturup düzen oluşturulması söylenmişti. Hiçbiri dinlenmedi ve sonuç olarak şuan ülke içerisinde 3,5-4 milyon Suriyeli her yere dağıldı, kimin nerede olduğu net değil, gelecekte ne olacağı belli değil. Ülke büyük bir kargaşa ve kaos içerisinde. Ülkeyi siyasal, sosyal ve hukuksal açıdan çökerttiniz. Şimdi de ekonomik açıdan büyük bir çöküntüye gittiği için ülkenin tüm varlıklarına el koyup varlık fonuna devrettiniz, bunu da 3-5 liyakatsız adamın eline verdiniz.”.
TOPLUMU KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR
 “Avrupa’ya boş hamasetle toplumu kandırmaya çalışıyorlar. Siz Hollanda’ya ‘Ey Hollanda!’ dediğinizde 11 Mart’tı. Siz 9 Mart’ta Petrol Ofisi’ni Hollanda’ya sattınız. Eğer gerçekten ey Almanya, ey Hollanda diyorsan Hollanda son 10 yılda Türkiye’ye 30 milyar dolarlık giriş yaptı. Bütün Türk mallarını, Anadolu’daki gariban insanların, dedelerimizin kanından canından arttırdığı Merinos’u, Sümerbank’ı, Etibank’ı hepsini sattınız, peşkeş çektiniz. Aynen Osmanlı’nın son dönemindeki düyun-u umumiye gibi ülkeyi borçlandırdınız. Siz Cumhuriyeti beğenmeyip eleştiriyorsunuz, o fakir Cumhuriyet 1923-33 arasında ülkede taş taş üstünde kalmamışken, gelir yokken, koca ülkede 4 fabrika varken, tüm liyakatlı insanlar şehit ve gazi olmuşken 100’lerce fabrika kurdu. Hala Bursa’da Mustafa Kemal’in 1938’de açtığı Merinos’tan daha büyük fabrika yoktur. O Merinos binlerce insanı emekli etti, ülke ekonomisine katkı sağladı. O genç Cumhuriyet 1923-33 arasında millileştirilerek Avrupa’ya satılan bütün malları geri aldı. Fabrikalar, limanlar, tren yolları… Hepsini parasıyla satın aldı, senin bugün yaptığın gibi el koyuyorum demedi. O yüzden kendini kimle neyle karşılaştırırken dikkat etmelisin. Mustafa Kemal nere, sen nere… Bu karşılaştırmaları yaparken saygılı, vefalı ve akıllı olacaksın. Tarih bileceksin. 1923-33 arasında bu ülkede yapılanlarla ödenen borçlardan haberin yok. Bu ülke düyun-u umumiye borçlarını 1952’de bitirdi, DP son taksitlerini ödedi. Tüm Cumhuriyet döneminde düyun-u umumiyeden kalan Osmanlı’dan kalan borç 500 milyar dolardır. Bu cumhuriyet o parayı ödedi, genç insanlarını yetiştirdi, yüzlerce okul ve fabrika kurdu. Şimdi sen dünyanın en büyük gücüyüz diyorsun, 11 kilometre ötedeki Süleyman Şah’ı orada koruyamadın, sandukasını zor bela kaçırabildin, 1 ayda gezi parkına giremedin. Sen nerede kendini Kuvayı Milliye ile karşılaştırıyorsun. Cumhuriyet dönemindeki kazanımların hepsini sattın, yedin, bitirdin. Şimdi varlık fonu ile çocuklarımızı ve geleceğimizi ipotek altına alıyorsun. Kendin bir gün gideceksin ama bu ülke çocukları borçlu kalacak. Biz bunun için hayır diyoruz.”.
OYUN
“Türk halkını uyarıyoruz. Hayır derseniz bunların kibirleri kırılacaktır, beyaz bir sayfa açılacaktır ama evet dersek bugünden itibaren Batı’nın ve Avrupa’nın oyununa düşmüş olacağız. Bu bir oyun. Özbekistan’dan başladılar, Türkmenistan, Kazakistan, Azerbaycan şimdi de Türkiye’ye geldi sıra. Yugoslavya gibi 5-6’ya bölmek istiyorlar. Örnekler önümüzde, yaşanmışlıklardan ders almamız lazım. Başkanlık sistemine geçen ülkelerde Kaddafi’si, Mübarek’i, Saddam’ı önce tek adama döndürdüler sonra canlarına okudular. Onların elleri ile ülkeleri rehin alıp sonra ülkelerin mahvolmasına neden oldular. Azerbaycan geçen sene başkanlık sistemine geçiyordu, Azeri halkı aynı tedirginlikleri yaşadı, ailece ülkeyi ele geçirecekler dendiğinde olur mu öyle şey denildi. Al işte, karısını başkan yardımcısı yaptı. Türkmenistan’da adam oğlunu parlamentoya soktu. Bizde diyorlar ki öyle şey olur mu? Güzel kardeşim, damadını Bakan yaptığına inanıyorsun da niye ailesini yapacağına inanmıyorsun. Damadın ne liyakatı var da Bakan. Halkımızı bir kez daha kendi varlığına, değerlerine, egemenliğine sahip çıkması için uyarıyoruz. Bu milletin atalarından devraldığı egemenliğe sahip çıkacağına inanıyoruz. 1920’de 1923’te bu millet saraydan emaneti alıp egemenliği meclise getirdi. Şimdi yıllar sonra bunu alıp tekrar saraya, bir adama teslim etmeyecektir. Bugün Tayyip Erdoğan ya da bir başkası, yarın kimin geleceği belli mi? İnanıyoruz ki Cumhuriyeti bu millet kurdu, bu millet yaşatacaktır.”.
TASFİYE AK PARTİ’DE OLACAK
“Medyada eşit yer bulup derdimizi anlatamıyoruz, bizleri susturmaya çalışıyorlar ama en önemlisi sahada çalışmak isteyen insanlara da ayrımcılık yapıyorlar. Evet afişi asmak serbest hayır asmak yasak. Evet’i savunanlara bütün devlet imkânları açık. Devlet uçaklarını, bakan unvanlarını, devlet imkânlarını hangi bütçe ve kalemden karşılayarak evete çalışıyorsunuz? Bu kul hakkı değil mi? Bu bütçe tüm milletin değil mi? Niye devletin tüm imkânları evete çalışıyor da neden hayıra aynı olanaklar sağlanmıyor? Avrupa’ya giden bakanlar devlet uçaklarıyla gidiyorlar. Biz devletten hiçbir şey istemiyoruz, kendi imkânlarımızla Cumhuriyeti savunuruz. Hiç olmazsa gölge etmeyin, hayıra çalışan insanlara saldırmayın, korkutmaya çalışmayın. Madem demokrasiye inanıyorsunuz bırakın hayır da derdini anlatsın. Korkacak neyiniz var? Demek ki evetinizi anlatamıyorsunuz, demek ki evetinizde tedirgin olduğunuz bir şey var. Siz daha bugün tek adamlığa, diktatörlüğe geçmemişken hayıra ve muhalefete bunu yapıyorsanız bir de geçseniz muhalefete neler yapılır. Bugün evet verenler en çok üzülecek olanlardır. Eğer parti lideri sistemi geçsin 17 Nisan’da partinin başına da geçebiliyor, yargıyı da düzenleyebiliyor. Evet çıkarsa ilk ciddi tasfiye AKP’de olacaktır. Tayyip Erdoğan CHP’li değil, CHP’yi tasfiye edecektir. Tayyip Erdoğan AK Partili belediyeleri ve kadrolarını, AK Parti bürokratlarını tasfiye edecektir, önce o milletvekilleri tasfiye edecektir. O yüzden ilk önce onlar düşünsünler. 2010 referandumunda çalışan ve yardım eden, sonuna kadar Tayyip Erdoğan’ın yanında olanlar şimdi tutuklu, gözaltında, işsiz, ihraç edilmiş ve kaçmış durumdalar. Aynı şey bugünkü AK Partili bürokrat ve yöneticiler için de geçerlidir. Bu evet ilk önce onları vuracaktır. O yüzden hayıra ve evete eşit şans tanısınlar, hayır için çalışanlara saldırmasınlar”.
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.