Geçmişi 60 yıllık olan İnegöl´ün turizm cenneti Oylat, mükemmel doğası ve eşine az rastlanır kaplıca suyu ile yerli ve özellikle Arap turistlerin en fazla tercih ettikleri yerlerin başında geliyor. Günlük 7 bin kişi kapasiteli kaplıca suyunun bulunduğu Oylat, İnegöl Belediyesi´nin yaptığı çalışmalar ile gün geçtikçe gözde yerlerden birini haline geliyor.
İnegöl Belediyesi, kaplıca suyu ile tanınan Oylat´ın nitelik olarak oldukça geri durumdaki tesislerini yıkarak yeniledi. Aşiyan ve Yeni Çağlayan otellerin yapımını tamamlayan Belediye, Oylat´ın yatak kapasitesini de artırdı. Belediyeye ait tesis ile özel sektörün açtığı toplam 4 tesiste yatak kapasitesi bin 150´den bin 500´e çıktı. Tesislerde, 45 derece sıcaklıkta çıkan kaplıca suyunun, hiçbir işleme tabi tutulmadan direkt vücuda temas etmesi sağlanıyor. Oylat, konumu, temiz çevresi, güzel havası, kafeteryası, geniş park alanı ve eşsiz doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini adeta mest ediyor. 4 mevsim doluluk oranı ile çalışan otellere turist ilgisi her geçen yıl artıyor. Yerli turistlerin ağırlıklı olarak ilgi gösterdiği bölgeye, son yıllarda yabancı turistlerin de yoğun talebi gözleniyor.
EN BÜYÜK ÜÇÜNCÜ MAĞARA
Oylat, özellikle Arap turistlerin gözdesi haline gelmiş durumda. Oylat´ın bir başka değeri olan Oylat Mağarası ise, Türkiye genelinde işletmeye açılan 17 mağara arasında büyüklük bakımından 3. sırada yer alıyor. Mağara, İnegöl´ün 17 kilometre güneydoğusunda bulunan Hilmiye köyünün bir kilometre güneyinde. Mağara içerisinde tavandan damlayan su damlacıkları, damlataş havuzlarında derinliği yer yer 3- 4 metreyi bulan gölcükler oluşturuyor. Birbirine bağlı kattan oluşan Oylat Mağarası´nın toplam uzunluğu 700 metre. Mağaraya 200 metre daha ilave edilirken, Mağaranın genişliği 25 -55 metre arasında, yüksekliği ise 3-15 metre arasında değişiyor. Belediye tarafından, mağara içine yapılan yollar ve ışıklandırmanın yanı sıra, mağaranın her tarafından duyulan müzik yayını ile ziyaretçiler başka bir dünyada dolaşıyor.
ORGANİK PAZAR
Oylat´a gelen yerli ve yabancı turistler, Oylat yöresindeki kadınlara iş imkanı hem de misafirlerin organik ürünlere daha kolay ulaşabilmesini sağlayan organik Pazar ile karşılanıyor. İnegöl Belediyesi tarafından başka yere taşınan yeni köylü pazarı törenle hizmete girerken, bin 400 metrekaresi kapalı alan, toplam inşaat alanı bin 850 metrekare olan Pazarda her biri 32 metrekareden oluşan 22 adet dükkân bulunuyor.
SUYLA GELEN SAĞLIK
Doğal kaplıca suyuyla şifa dağıtan, Bursa ve İnegöl´ün önemli turizm yerlerinden olan Oylat kaplıcalarında, Su ile Gelen Sağlık (Spa) Hizmetleri Merkezi (SUGESAM) projesinin hayat bulması için çalışmalar sürüyor. İnegöl Belediyesi´nin başvurusu ile BEBKA´dan çıkan yüzde 50´lik destekle yapılacak olan SUGESAM binasında inşaat çalışmaları devam ediyor.
BEBKA destekli proje hakkında bilgi veren Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “İnegöl biliyorsunuz değerleri ile yürüyen ve zenginleşen bir şehir. Köftesiyle, mobilyasıyla ve beraberinde tabi ki Oylat Kaplıcalarıyla... Oylat, İnegöl´de çekim merkezi oldu. Özellikle son 10-15 yıl içerisinde yaptığımız yatırımlarla, müşteri sayımızda, ciromuzda, potansiyelimizde ciddi bir artış oldu. Lakin, Oylat´a artık daha günün şartlarına uygun, özgün projeler lazım, özgün aktivite alanları lazım. İşte onlardan bir tanesi de gördüğünüz binanın yıkımıyla hayat bulacak olan SUGESAM projesi, Suyla Gelen Sağlık Merkezi. Klasik hamam kültüründen ziyade, insanların geldiğinde eğlenip dinlenebilecekleri, Spa merkezleri, bir doktor kontrolünde bununla alakalı hizmeti alabilmeleri için bu alanları ortaya koymamız gerekiyor. Biliyorsunuz BEBKA´dan da destek alarak bu projeyi hayata geçirdik. BEBKA´ya 121 tane bu dönem proje müracaatı yapıldı. Bunlardan 61 tanesi kabul gördü ve İnegöl olarak da üç tane proje aldık ve üçünde de hamdolsun belediye olarak varız” dedi.
YOK YOK
Projenin amacından da bahseden Aktaş, “Bölgede var olan sağlık hizmetlerinin kalitesinin arttırılarak, tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin yaygınlaştırılması ile sağlık turizminin geliştirilmesine katkı sağlamaktır. Bölgemizin tabiat harikası olan Oylat´ta uzun yıllardır var olan doğal su potansiyelinin daha iyi bir şekilde değerlendirilmesi için sağlık turizmi sunan sağlık tesislerinin altyapı, eğitim ve teknoloji kapasitesini artırmak adına SUGESAM projesi ile sağlık turizm tesislerine çok modern ve elit bir tesis oluşturmak istiyoruz. SUGESAM projesi ile Oylat´ın şifalı suları, saunalar, buhar odaları, terapi jakuzileri, masaj odaları, dinlenme mekanları, özel odalar ve son derece modern hamamları ile insan sağlığına hizmet için sunulacaktır. Tesisin zemin katında Spa Merkezi, birinci ve ikinci katında özel odalar olacaktır. Buraya gelen insanların hem şifa hem de huzur bulmaları için gereken her koşul sağlanacaktır. Tesisin Oylat´ta olması sadece şifalı suları için değil, sağlık turizmi ile doğa turizminin birlikte kullanılması ve dolayısıyla Oylat´ın daha büyük bir cazibe merkezi olmasına imkan sunacaktır. Projenin gerçekleşmesi ile kar marjını da yükseltecek ve Oylat A.Ş. gelirlerin artmasıyla beraber bir marka olma hedefiyle kurumsallaşmayı tamamlayacaktır” diye konuştu.
YARIM MİLYON LİRALIK YATIRIM
Projenin toplam bütçesinin 493 bin 335 TL olduğunu aktaran Aktaş, “Bu tutarın 246 bin 667 TL´lik kısmı hibe desteğinden karşılanacaktır. Projemizin 12 ay içerisinde tamamlanması planlanmaktadır. Bu projelerin hazırlanmasında ve onay görüp kabul edilmesi sürecinde önemli katkıları olan Bilecik Üniversitesi Öğretim Görevlisi sayın Yüksel Okşak´a, ayrıca İnegöl Belediyesi çalışanlarına ve Oylat A.Ş çalışanlarına göstermiş oldukları gayretlerden dolayı huzurlarınızda teşekkür ediyorum. BEBKA tarafından kabul edilen bu projemizin ilçemize ve Oylat´a zenginlik katacağına inancımı bir kez daha belirterek projelerimizin hayırlı, uğurlu olmasını temenni ederim” dedi.
OYLAT TARİHİ
Oylat yakınlarında yer alan Saadet Köyü´nde yapılan kazılar ile elde edilen bilgiler ışığında, Oylat Kaplıcaları´nın Romalılar döneminde de var olduğu ve bu medeniyet tarafından kullanıldığı anlaşılmıştır.
Bizans imparatorluğu zamanında bölgeye hakim olan tekfurun tek kızı vardır. Baba kızını çok sevmektedir. Ama kız birgün ansızın hastalanarak yatağa düşer. Amansız hastalık çok uzun sürer. Zamanın hekimleri Tekfurun kızının derdine çare bulamazlar. Hastanın derdine derman bulmaktan aciz kalan hekimleri, kızcağızı babanın gözü önünden uzaklaştırmak ve son bir tedavi şansı vermek üzere orman içindeki o zaman için adsız olan bu kaplıcaya gönderilmesi için öneride bulunurlar. Artık hastanın bu dertten kurtulamayacağına inanırlar. Hasta kızı buraya getirirler. “Yat-öl”, “.Öl-yat” deyip bırakırlar. Çaresiz bir hastalığa tutulduğuna inanılan tekfurun kızı, her gün bu şifalı sularla yıkana yıkana, gün geçtikçe düzelmeye ve iyileşmeye başlar. Kısa zamanda eski sıhhatine ve güzelliğine kavuşur. İyileştikten sonra babasının sarayına geri döner. O zamandan itibaren Ölyat kaplıcası yöre halkı tarafından bir şifa kaynağı olarak tanınır ve kullanılır. Bu şifalı su yine o sudur, fakat zaman geçtikte “Öl-yat”ı “Oylat” yapmıştır. İnegöl, Bilecik, Pazaryeri, Yenişehir ve İznik´te hala bir kısım halk Oylat´a Ölyat demektedir.