Bu ‘evet´i sadece Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip bey için demeyeceğim. Ülkemin güvenli geleceği için diyeceğim, yeni yapılacak reformlar için diyeceğim, işlerin hızlanması için diyeceğim” dedi-
Dört nesildir orman ürünleri sektöründe faaliyet gösteren Yıldız ailesinin şirketlerinden biri olan, her geçen yıl büyüyen üretim kapasitesi ve yeni yatırımlarıyla uzun yıllardır Türkiye´nin en büyük 150 sanayi firması arasında yerini alan Starwood orman ürünleri sahibi, Türkiye´nin en büyük eğitim vadisi Sevim Yıldız Mesleki Eğitim Kampüsünü yaptırarak milli eğitime bağışlayan hayırsever sanayici Mehmet Yıldız, 16 Nisan´da gerçekleştirecek Anayasa değişikliği Referandumunda “evet” yönünde oy kullanacağını açıkladı.
HER İŞ GÜVEN İSTER
AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile Starwood´un dördüncü kuşak yöneticisi oğlu Hüseyin Yıldız ile birlikte basın toplantısı düzenleyen sanayici Mehmet Yıldız, “Tek adam düşünce ve felsefesi ile mesuliyetleri üzerime alarak, Allah´a sığınarak çalıştım. Tabi bu çalışmamda benim düşünce ve felsefemdeki kişilerle çalıştım. Oğlumu yetiştirdim ve şimdi de emekli oldum. İşleri oğluma bıraktım, bir hobi olarak haftada bir gün gelip göz zevkimi sağlıyorum. Ticarette ve sanayide, her işte olduğu gibi güven ister. Nasıl Starwood´da çalışanlar bana güvenip müzakerelerimizi, görüşmelerimizi yaptıktan sonra, o projeyi alıp getiriyorlarsa, bu benim felsefem, bence doğrudur diyorum. Bu birçok konuda sıralanabilir, siyasiler içinde sıralanabilir. Hani bir laf vardır ‘akıllı düşünene kadar deli dereyi geçer.´ Bildiğiniz gibi 2015 senesinde Türkiye´de iki tane genel seçim yapıldı. İlki Haziran ayında olmuştu. O seçimde, birinci gelen parti yüzde 41´e yakın oy almıştı ama aldığı oy tek başına hükümet etmesine yeterli Milletvekili çıkarmasına müsaade etmedi. Tek başına hükümet için 276 tane Milletvekili gerekiyorken, birinci partimizin oyları ile çıkardığı Milletvekili 258 tane oldu. Meclise giren partilerimiz toplanıp, Türkiye´yi idare edecek bir hükümet kuramadılar. Böyle olunca, işini yapanları tenzih ediyorum ama bürokratlarımız işlerini savsakladılar. İşler yürümez oldu. Bunu fırsat bilen terör azıttı, nice canlar yandı. Bunun üzerine 1 Kasım´da yine seçim yapıldı. Bu defa birinci gelen partimiz yüzde 50´ye yaklaşan oy alarak 317 Milletvekiline sahip olup, tek başına hükümet kurabildi. Ama işte o aradan geçen 3-4 ay sürede canım ülkeme olan oldu. 2015 senesini seçimlere kurban edip taze umutlarla 2016 senesine başladık. Kurulan hükümet bir önceki senenin yaralarını sarmaya çalışırken, Temmuz ayında FETÖ´ye bağlı askeriyenin içinden bir grup darbe yapmaya kalktı. Sonrası malum” dedi.
2017 DAHA İYİ OLACAK
2017 yılının geçen seneden çok daha iyi olacağını ifade eden Yıldız, “Neden mi? Çünkü başımızda güçlü ve ne yaptığını bilen idareciler var. Bu benim görüşüm, düşüncem. Herkesin düşüncesine saygılıyım. Bu idarecilerimizin, bize verdikleri sözlerini bugüne kadar tuttuğunu görüyorum. Cumhurbaşkanımız, istihdamın artması için var gücü ile çalışıyor. İşsizliği önlemeye çalışıyor, yatırımcıyı zorluyor icabında tek tek yanına çağırıp baskı yapıyor, pres yapıyor. Geçmişteki bizi idare edenler gibi düşünmüyor, meseleleri kendi meselesi yapıyor, tek adam meselesi yapıyor esnafa, tüccara, sanayiciye kolaylıklar sağlanıyor. İş yapana faizsiz kredilerle destekler veriliyor. Yatırım yapana kolaylıklar sağlanıyor, devlet işçi çalıştırana teşvikler veriyor, yeni işçi alanlara vergi, SGK indirimleri yapıyor. Kendimden örnek vereyim. Cumhurbaşkanımızın ‘yatırım yapın, işçi çalıştırın´ çağrısı üzerine 2. OSB´de yeni bir fabrika yapmaya karar verdim. Orada bizim bir arsamız var. O arsada yeni yatırımımızın sığmayacağını düşünerek, yetersiz geleceğini düşünerek Tayyip beyin fikrinden dolayı daha büyük bir yere ihtiyacımız olduğunu beyan ettik. OSB´nin Başkanı olan sayın Kaymakam beye gidip, yapacağım yatırımı anlattım, ilave yer istedim. Kaymakam bey ve ekibi, hepsine teşekkür ediyorum hepsi istisnasız bu projemiz ile çok çok ilgilendiler ve neticeye gitmemiz için yorulduklarını biliyorum. Şimdi yine buradayız ve çok teşekkür ediyorum ama her şeyle ilgilendi. Neden ilgilendi derseniz, onların şahsi düşünce ve felsefeleri. Belki de onlarda kendilerine göre doğrularını bularak ilgilendiler. Kaymakam bey ve ekibi bunu Mehmet Yıldız için yapmıyor. Daha çok işçi çalışsın, daha çok yatırım olsun, daha çok ihracat olsun, daha çok iş kapasitesi çıksın. Şimdi ben 1981 yılını hatırlıyorum. 1981 yılında İnegöl´e geldiğim zaman İnegöl´ün durumu ile bugünkü 2017 İnegöl´ün durumunu mukayese edemem. Ne 1990´da, ne 2000´de, ne 2010´da İnegöl´ün bugünkü halini tahmin bile edemezdim, düşünemezdim. İnegöl´de tüm arkadaşlarımın benimki gibi aynı kafa ve düşüncede olduğunu biliyorum. Tabi İnegöl şanslı ve bunu değerlendirmesini de biliyor. Mehmet Yıldız´ın Allah´a çok şükür bu dünya için her şeyi var, hiç bir şeye ihtiyacı yok, eksiği yok. Allah herkese daha çoğunu nasip etsin. İşte Kaymakam bey ve ekibi, bunu ülkemiz için yapıyor. Bende kendilerine söz verdim hemen inşaata başlayacağım, hemen makine parkını düzeceğim, hemen de üreteme başlayacağım. Birkaç kişi daha aş, ekmek sahibi olsun, Türkiye daha çok üretsin, daha çok insan iş güç sahibi olsun diye yapıyoruz” diye konuştu.
BU ‘EVET´İ SADECE CUMHURBAŞKANIMIZ İÇİN DEMEYECEĞİM
“Bildiğiniz gibi 16 Nisan´da Anayasa değişikliği için referandum yapılacak. Bu Referandumda ‘evet´ çıkarsa en büyük değişiklik ülkemizin yönetim sisteminde olacak” diyen Yıldız, “Ne değişecek? ‘evet´ çıkarsa bir daha seçim yapıldığında, hükümet çıkmama ihtimali ortadan kalkacak. Benim yaşım gereği çok şey gördüm. Gençliğimden bu güne gelene kadar ülkemi idare eden Başbakanları saymaya kalksam çoğunun adını hatırlamıyorum. Çünkü aralarında üç aydan bile kısa süre Başbakan olanlar var. Ülkede hükümet olmayınca veya güçlü idare olmayınca önce sanayi duruyor. Düşünün, 110 kilometre hızla ilerlerken, birden sis bastırdı. Sisi görünce ne yaparsınız? Önce ayağınız gazdan çeker, sonra da frene basarsınız. Olmadı sağa çeker durursunuz. Yatırımcı da böyledir. 110 kilometre ile giderken, belirsizlik görürse önce yeni yatırımdan vazgeçer, olmadı, yaptığı yatırımı durdurur, yine olmadı üretimi durdurur, yine olmadı işçi çıkartır. Biz bugüne kadar bütün krizler dahil işçi çıkartmadık, saygı duyduk dayandık. Az kazandık veya zarar ettik hiç problem değil, çalışan, çalışmak isteyen her işçiye kapımız açık davrandık. Hala daha aynı düşünce ile devam ediyoruz. İşler daha da kötüye giderse işini kapatır sanayici herkes gibi. Doğru ama biz o felsefede değiliz” diye konuştu.
TÜRKİYE´NİN GÜZEL İDARE EDİLMESİ, HÜKÜMETSİZ, İDARECİSİZ KALMAMASI İÇİN ‘EVET´ DİYECEĞİM
Mehmet Yıldız konuşmasına şöyle devam etti: “Bu ülkeden başka ülkemiz yok. Biz kapatmayız, zarar da olsa yine devam ederiz. Geçmiş bütün krizlerde bunu yaşadık, kapatmadık ama çok zararlar ettik. Bunların olmaması için Türkiye´nin her zaman Allah´a inancı olan bir idareci çıkması, çıkarması gereklidir düşüncesindeyim. Ben inanıyorum ki, inşallah ülkemde çok daha iyi idare edenler çıkacak. İşte bunları düşünüp kararımı verdim. Ben Türkiye´nin güzel idare edilmesi, hükümetsiz, idarecisiz kalmaması için ‘evet´ diyeceğim. Bu ‘evet´i sadece Cumhurbaşkanımız Tayyip bey için demeyeceğim. Ülkemin güvenli geleceği için diyeceğim. Yeni yapılacak reformlar için diyeceğim. İşlerin hızlanması için diyeceğim, döviz kurlarının stabil olması için diyeceğim, tıkanıklıkların giderilmesi için diyeceğim, ülkemin büyümesi, kalkınması için, dünya ticaretinde Türkiye´nin söz sahibi olmasında, refahın artması için, bürokratların burnunun kırılması için diyeceğim. İcraatın hızlanması için diyeceğim, yabancı ülkelerin Türkiye´ye güveninin artması için diyeceğim, bütçenin artması için diyeceğim, yatırımların hızlanması için diyeceğim. Hatta çok kıskanç olduğum için benim ülkemin dünyadaki tüm ülkelerden öne çıkması için diyeceğim, isteyeceğim”
EL ELDEN ÜSTÜNMÜŞ
“Bana, ‘Tayyip bey gidince yerine gelen aynı şekilde bu ülkeyi yönetebilecek mi?´ diye soran oluyor. Bende onlara ‘evet´ yönetecek diyorum. Bu ülkede ne evlatlar daha var, sırası geldikçe meydana çıkıyor. Mesela 15 Temmuz´da çıplak vaziyette kendini tankın altına yatacak kadar cesaret gösteren ilim ve irfan sahibi birçok insanın olduğuna inanıyorum. Hatta hatta bunu ben ispatladım. Ben bir yere kadar geldim ama bugün için benden daha iyi düşünen oğlum bu işi idare ediyor. Demek ki el elden üstünmüş. Daha güzel idareciler gelebilir, daha iyisi olabilir. Bu ülkenin neyi noksan, Allah´a çok şükür güzel bir gençliğimiz var, daha bilgili, daha çok teknolojiyi takip eden ve kullanabilen, analizler yapabilen insanlarımız var. Bana düşen nasıl oğluma yardımcı olmaksa, hepimize düşen bu gençliğimizin yetişmesine yardımcı olmak, önlerini açmak.”
TÜRKİYE´NİN EN BÜYÜK EĞİTİM KAMPÜSÜNÜ YAPTIRDIM
“Gençlerimizin daha güzel yetişmeleri için Mehmet Yıldız ne yaptı? diye soranlar olabilir. Cevap vereyim. Allah bana nasip etti, Karalar´da 300 dönümden büyük bir arazi satın aldım ve hayat arkadaşımın adına Türkiye´nin en büyük eğitim kampüsünü yaptırdım. Bu iş için 30 milyon dolar para harcadım. Kampüste 26 tane teknik okul oldu. Birçoğunuzun bildiği gibi bu işe başladıktan sonra maalesef dönemin idarecileri ile uzun müddet sorunlar yaşadım, inşaatı durdurdum. O günlerde yine bu odaya sizin ki gibi birçok gazeteci geldi, sizlerle beraber İnegöl´ün hatırı sayılı insanları geldi. Burayı üniversiteye ver diye kıramadığım insanlar olmasına rağmen, Allah´tan nida geldi vermedim. İyi ki vermedim. Bunu diyenler arasında bugün bu odada olanlarda var. Ama Allah´tan nida gelmeseydi, o gün gelenleri kırmamak için etliye sütlüye karışmamak felsefesi ile susabilirdim. Ama tek adamdım, doğru karar vermem lazımdı. Allah dedi ki, bildiğini yap, bende bildiğimi yaptım. İşte tek adam olmanın faydası bu. Neden ısrarla buna karşı çıktım. Karşı çıkmamın en önemli nedeni; hiçbir iş yapamayan üniversite mezunlarının hem ülkemize hem ailelerine hem de kendilerine fayda vermemesidir. Hep söylüyorum, yine söyleyeyim. Bizim üniversiteye ihtiyacımız yok. Bizim sanayide çalışacak, eli alet tutmayı bilen, iş yapmayı bilen, çalışmayı seven gençlere ihtiyacımız var. Herkes üniversite okumamalı. Memleketimizin profesöre, doktora, mühendise ihtiyacı olduğu kadar, daha çok ama gerçekten çok teknik elemanlara ihtiyacı var. Keşke kampusumuz o günlerde müsaade etselerdi de, beni de yormasalardı da çok seneler evvel bitseydi, bugünlerde veya geçmiş yıllarda oradan mezun olan gençlerimiz şimdi sanayide evlerine ekmek götürüyor, iş yapıyor olurdu. Memleketimiz için üretim yapıyor olurdu. Şimdi vahvahlanmanın zamanı değil, nasip böyleymiş, bu seneymiş deyip gayrisi yalan.”
HERKESTEN FAZLA TÜRKİYE´Mİ SEVDİĞİM İÇİN EVET DİYECEĞİM
“Şimdi Allah´a sığınarak, Allah´a dua ederek, Allah´tan yardım isteyerek inşallah 16 Nisan´da düşünce ve felsefelerimiz ülkemize faydası ne olacaksa, ona karar vermek. Ben net ve açık olarak söylüyorum ki, inandığım için, güvendiğim için, herkesten fazla Türkiye´mi sevdiğim için ileriye dönük hayır dua alabilmek için evet diyeceğim.”
HÜSEYİN ŞAHİN´E ÖVGÜ
“Yeri geldiği için söylüyorum, kampusun hizmete girmesinde benden daha çok gayret gösteren bir tek kişi daha var, bu kişi Bursa´mızın yetiştirdiği sayın Milletvekilimiz Hüseyin Şahin´dir. Hani yukarıda dedim ya, ben Starwood´ta ekibimle, oğlumla başardım. Ekip buldum seçtim, beğendim, devam ettim. İşte sayın Milletvekilimde tabi ki bu işleri yaparken, adını burada sıralamayla bitiremeyeceğim, çok kişinin, çok kurumun kendisine yardımcı olduğunu biliyorum. Ama ben onların hiç biriyle muhatap olmadım, o benim adıma muhatap oldu, başardı bitirdi. İşte bu kişi, İnegöl´ümüzün, Bursa´mızın yetiştirdiği aynı zamanda iş adamı olan kardeşimdir. Bu iş çözülsün diye, defalarda Ankara´da çalmadık kapı bırakmadı, yorulmadı, üşenmedi, koştu çabaladı. Keşke bundan evvelkilerde böyle yapsaydı. Ta ki sayın Milletvekilime kadar. Çoğunuzun bildiği gibi inşaatı durdurdum, sağlığımdan oldum. O bürokratlar, o insanlar hep beni yokuşa sürdü, yordu. İşte sayın Milletvekilim beni bu dertten kurtardı. Benim için mi yaptı hayır, kendisi için mi yaptı hayır, peki ne için yaptı? Elbette bu sevdiği memleketi için yaptı ve başardı. Allah emeğini boşa çıkarmasın. Allah herkesin kalbine göre versin. Yine herkesin görüş ve düşüncesine saygılıyım. Evet diyende benim dostum, kendi felsefesine göre hayır diyende dostum, yine kendi felsefesine göre. Buraya kadar geldiğiniz, beni sabırla dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim”