Düzenlenen programa Ak Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, Bakkallar Odası Başkanı Hakan İnkaya,Terziler Odası Başkanı Selim Malçok,Şoförler Odası Başkanı Bahattin Korkmaz, Elektrikçiler Odası Başkanı Yakup Ulama, Demirciler Odası Başkanı Süleyman Cavcı, Berberler Odası Başkanı Erhan Güven, İnegöl Esnaf ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Orhan Tanhan ve çok sayıda esnaf katıldı.
Programda ilk konuşmayı gerçekleştiren Bakkallar Odası Başkanı Hakan İnkaya, “ Bizler bugün Bakkallar odası ve esnaflar olarak milletvekilimizi burada ağırlamak istedik, kendilerinin yoğun bir programı var. Bu programda kendisine desteklerimizi sunmak istedik. Sonuçlar itibariyle inşallah güzel olur. Sayın milletvekilimizin bugüne kadar bize yapmış olduğu hizmetlerden dolayı teşekkür ediyoruz. En son KOSGEB üzerinden verilen bir destek vardı bu çok olumlu. Allah ülkemize zeval vermesin.” Dedi.
Daha sonra konuşan Ak Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, “Çok önemli bir sürece doğru yavaş yavaş gidiyoruz. Türkiye’nin yönetim sisteminde parlamenter sistemden, Cumhurbaşkanlığı sistemine doğru gidiyoruz. Bizler parlamentoda MHP ve AK Parti’nin 339 kabul oyu ile Cumhurbaşkanımıza gönderilen kendisinin onaylayarak halkoyuna sunulmasını teklif ettiği anayasa değişikliği paketini size anlatmak istiyoruz. Cumhurbaşkanı ile başbakanın yetkilerinin Cumhurbaşkanın üzerinde birleşmesi ile yönetimin tek merkeze dönmesidir. Meşrutiyetini doğrudan milletten alan ve güvenoyuna ihtiyaç duymayan bir Cumhurbaşkanı. Dünyada birleşmiş milletler güvenlik konseyinin 5 daimi üyesinden 4’ünün başkanlık sistem ile yönetildiğini ve istikrarlı ülkeler olduğunu biliyoruz.” Dedi
BÖLGENİN GÜÇLÜ TÜRKİYE’YE İHTİYACI VAR
Atatürk’ün koyduğu muasır medeniyetler seviyesine çıkmalıyız diyerek konuşmasını sürdüren Şahin , “ Cumhurbaşkanımızın yetkilerini başbakanın yetkileri ile birleştirdik. Dünya çok hızlı değişiyor ve gelişiyor. İçinde bulunduğumuz zaman döneminde iletişim zamanında kararlar çok hızlı veriliyor. Dolayısıyla dünyanın bir ucunda alınan karar öbür ucunu çok hızlı etkilemekte. Karar alma sürecinin hızlandırma mekanizmasının temelini oluşturuyor bu sistem. Dünya değiştiği için bu sisteme başvurduk. Ülkemizin bulunduğu coğrafya, tüm dünyanın enerji nakil hatlarının burada olması ve o egemen güçlerin, finans güçlerinin tüm yatırımlarının burada olması ve buna bağlı sıkıntıların bize sirayet etmemesi içindir. Eğer karar alma sürecini tek elden ve hızlı alırsak bu süreçlerden olumsuz etkilenmeyiz, kurtuluruz. Atatürk’ün koyduğu muasır medeniyetler seviyesine ereriz. Karar alma sürecinde seri davranmamız gerekiyor. Güneyimizde çok uluslu savaşlar var. Biz Fırat Kalkanı Harekâtı ile bir karar aldık. Bu bölgede, Türk coğrafyasında demokrasi ile idare edilen ve bu temayüller yerleşmiş en güçlü ülke Türkiye. Bölgenin de güçlü Türkiye’ye ihtiyacı var. MHP Genel Başkanı sayın Dr. Devlet Bahçeli ve Başbakanımız Binali Yıldırım ortak bir çalışma yaptılar. Bu metin ortak bir metindir. Sayın Kılıçdaroğlunu’da bu teklife destek için çağırmalarına rağmen ‘ biz bu çalışmanın içinde olmak istemiyoruz’ dediler ve katkı koymadılar. İşi sulandırmaya yönelik milletin beklediği bu süreci geciktirecek çalışma içinde bulundular. Biz karar alma sürecinde olan bir siyasi hareketiz. “ dedi.
Süleyman Demirel’in kendi getirdiği başbakan ile uyuşmazlığını anlatarak konuşmasını sürdüren Şahin, “1982 anayasası yazılırken anayasanın 80 darbesi sonrası olağan üstü hal ortamında danışma kurulu tarafından yazıldığını hepimiz biliyoruz. Anayasa yazılırken Cumhurbaşkanını da o dönemde MGK başkanı Sayın Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığını da onayladı millet. Öyle bir yazılmış ki Cumhurbaşkanı sürekli askerler tarafından gelecek. Güçlü bir Cumhurbaşkanı olacak. Millette siyasette başbakanı seçer, hükümeti kurar, kararların üzerinde MGK ile Danıştay ile YÖK ile çeşitli vesayet kurumları ki bu kurumlar yasaldır ama milletin adına karar aldıkları için vesayetin eli olmuşlardır çoğu zaman. Toplumun aldığı kararlı yoksaymış, iptal etmiş ve uygulamadan kaldırmaya gitmişlerdir. Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı ile beraber millet siyasette Anavatan Partisini iktidara getirdi. Cumhurbaşkanı ile başbakanın o dönemin olağanüstü şartlarında ne kadar uyumlu çalıştığımı buradaki ağabeylerimin hepsi bilir. Sonra rahmetli Özal, Cumhurbaşkanı oldu. Kendi yerine getirdiği Başbakanı ile arasındaki uyuşmazlığı yaşadık. Sonra Sayın Demirel, Cumhurbaşkanı oldu. Kızım diye ekonomiyi teslim ettiği, bakanlık verdiği ve başbakan olarak görevlendirilen Tansu Çiller ile arasında ki uyuşmazlığın 5 Nisan’da ki o olağanüstü tedbirler ile ülkemize yaşattığı ekonomik, sosyal tahribatı hepimiz yaşadık. Sonrasında 1999 yılında DSP, ANAP ve MHP iktidara geldi koalisyon kuruldu. 5 parti vardı mecliste ve 5 partinin de uzlaşması ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanlığına önerildi. Ama Cumhurbaşkanlığın önerilen Sezer, seçildikten sonra iktidar ile nasıl uyumsuz çalıştığını hep beraber gördük. Anayasa kitapçığı fırlatma gibi çok basit bir hadise ama o dışarıya dönüktür, yine ülkenin büyük bir ekonomik tahribata uğradığını gördük. Sayın Recep Tayyip Erdoğan o olağanüstü süreçlerden sonra Başbakan olduğunda Sayın Sezer ile 5 yıl gibi bir çalışma süresinde olağanüstü gayretleriyle kriz çıkmaması için çok gayret sarf etti. Ama sayın Cumhurbaşkanı ya bütün yasaları geri gönderdi yada AYM’e muhalefet partisi tarafından gönderilerek o anlayış, uygulamaları geciktirdi. Alınan kararların Danıştay tarafından iptal edildiğini hep beraber yaşadık.” İfadelerini kullandı.