İnegöl'ün yaşam portalı

Sultan II. Abdülhamit Han İnegöl'de anıldı

İNEGÖL HABERLERİ

İnegöl´de kısa süre önce kurulan Sultan Abdülhamit Han Kültür ve Eğitim Ocakları Derneği tarafından düzenlenen “Vefatının 100. seneyi devriyesinde Abdülhamit Han´ı Anma” programı gerçekleştirildi.

5. Mevsim Kültür Merkezi´nde düzenlenen programa Kaymakam Ali Akça, AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Cumhuriyet Başsavcısı Zekeriya Alper İnanç, Belediye Başkan Vekili Turgay Yel, İlçe Emniyet Müdürü İlhami Araali, AK Parti İlçe Başkan Vekili Ömer Semiz, oda ve dernek başkanları, kurum ve kuruluş temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

MİLLETİMİZİ BİLİNÇLENDİRMEK İSTİYORUZ

Kur´an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan İnegöl Sultan Abdülhamit Han Kültür ve Eğitim Ocakları Derneği Başkanı Turgay Yazıcı, “Son kale Türkiye´nin yılmaz bekçileriyiz. Milli tarih şuuruyla çıktığımız bu yolda milletimizi bilinçlendirmeyi, Sultan Abdülhamit Han ve tüm Osmanlı padişahlarını, Osmanlı kültürünü tanıtmak adına derneğimizi kurduk. Derneğimiz çatısı altında seminer, konferans, tiyatro, had ve ebru sanatı, Osmanlıca kursları vererek örnek olmak istiyoruz. Abdülhamit Han, Osmanlı´nın en buhranlı döneminde tahta çıkmış, 33 yıl boyunca görev almıştır. Fransızlara göre Kızıl Sultan, bize göre Ulu Hakan´dır. Abdülhamit Han´ı anlamak her şeyi anlamak olacaktır. Peygamberimizin vatan sevgisi imandandır sözünü destur eyleyen bu aziz milletin son kalesisin Türkiye´m. Sen düşersen Kosova, Bosna, sancak düşer, Azerbaycan, Doğu Türkistan, Çad, Sudan, Harem-i Şerif düşer, Filistin sahipsiz kalır. Sen tüm ümmetin ümidisin Türkiye´m. Afrin operasyonunda Rabbim ordumuzu muzaffer eylesin. Bizi yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza şükranlarımızı sunuyorum” dedi.

HIRSIZLARLA AYNI AFTA TÜRKİYE´YE GELEBİLDİK

Osmanlı Devleti 34. Padişahı Sultan II. Abdülhamit Han´ın 4. kuşak torunu Orhan Osmanoğlu ise, “Sultan Abdülhamit´in torunun torunuyum. Mehmet Selim Efendi´nin oğlu Abdülkerim, onun oğlu babam Harun Efendi, ben de torununun torunuyum. 1974´te torba yasadan çıkan bir afla Türkiye´ye geldik. Sultanlara mahsusen çıkan bir yasa vardı fakat ne yazık ki bize çıkan yasa hırsızlarla bir çıkan bir yasaydı, 1 oyla kazandık. 1974´te Türkiye´ye ayak bastık. Türkiye´ye geldiğimde 11 yaşındaydım. 13 yaşında Çemberlitaş´ta dedemin türbesine gitmek istedim, oradan geçirdiler. ‘Dedem´ diye bağırdım, ‘Şşş, ne yapıyorsun!´ diye uyardılar beni. Sultan Abdülhamit´i Kızıl Sultan olarak anıyoruz. Nereden nereye geldik… Bugün Sultan Abdülhamit Derneğini kuruyoruz, okullar açıp adını veriyoruz. Başımızdaki Recep Tayyip Erdoğan 15 senede tarihimizi ve milli şuurumuzu bize kazandırdı, ülkemize kazandırdı. Allah ondan razı olsun. Sultan Abdülhamit Han, müzik, dil bilgisi, Fransızca, Arapça ve daha nice donanıma sahipti. Çok güzel Kur´an okuduğu söylenirdi. 18 yaşındayken bir fon oluşturuyor, şehzadeleri toplayıp paranızı verin ticarete yatırıp size para kazandırayım diyor. Bu paralarla gidip koyun alıyor ve Kurban bayramına yakın satıyor, kârları alıp şehzadelere dağıtıyor. Tüm hayvanlara merakı vardı. Güzel silah kullanırdı. Çok güzel Türkçe konuşurdu. Osmanlı´da Enderun eğitimini en güzel alan Fatih Sultan Mehmet´tir, ondan sonra en iyi eğitim alan kişi Sultan Abdülhamit´tir. Babası ona sıfatlar takmış, kibar şehzadem, zeki şehzadem, az konuşan şehzadem, hekim şehzadem, tüccar şehzadem, hayvansever şehzadem… Bu sıfatları Sultan Abdülmecit Han, oğlu Abdülhamit Han´a takmış” dedi.

MUHALEFETE GÖNDERME

Sürgünden dolayı kırgın olup olmadıklarının sorulması üzerine konuşan Orhan Osmanoğlu, “1924´te çıkan yasayla yurtdışı edildik ama Osmanlı hanedanında devletçilik anlayışı vardır. Buradan ayrılırken kırgın gitmedik. Yurtdışında bir hainlik, tek bir söz, Gazi Mustafa Kemal´in hakkında hiçbir şey duyamazsınız. Bugünkü muhalif partideki insanlar Avrupa´ya gidip Türkiye´nin aleyhinde konuşuyorlar. Osmanlı´da hiçbir hanedan sürgünde devlet aleyhine tek kelime söylememiştir” şeklinde konuştu.

ONU KİMSE ANLAYAMADI

Sultan Abdülhamit Han´ın neden anlaşılamadığının sorulması üzerine konuşan Osmanoğlu, “Sultan Abdülhamit´i damadı, yanındaki paşaları anlayamadı. Tek başına olan bir insandı. Çok düşmanı vardı. Şairlerimiz, din adamlarımız anlamadı. Yalnız adamdı. Garibanın sultanıydı. Sahip çıkılmadı. 31 Mart vakasında ve tahttan indirildiği zaman bugünkü zamana benziyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan´ın başına gelenlere benziyor. Çok dikkat etmemiz lazım. Kimler düşmandı iyi bakmamız lazım. Ülkeler düşmandı, aileden düşmanlar vardı. Bugün Recep Tayyip Erdoğan aynı mücadeleyi veriyor. Dikkat edip iyi dersler almak lazım. Sultanın yapabileceği bir şey yoktu. Yıkılmak üzere olan bir saltanatı 33 sene geciktirdi. Siyasetini yanındaki paşaların çoğu bile anlayamadı. İlmi siyaseti çok iyi biliyordu. Tarihçilerimiz çok güzel bir biyografi çıkarmalılar ve Sultan Abdülhamit´in siyasetini uzun uzun anlatmaları lazım” diye konuştu.

CUMHURBAŞKANIMIZI DESTEKLEMELİYİZ

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk de, “Böyle bir derneği ortaya çıkarmak ve bu dernek üzerinde Sultan Abdülhamit´in ismini yaşatmak isteyen bu arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. İsimlerinden Ocak tabirini çıkarsınlar. Sadece Abdülhamit Han Kültür ve Eğitim Derneği olarak bu işi sahiplensinler. Abdülhamit Han henüz anlaşılabilmiş değil. 150 yıldır düşmanlık üzerine, kızıl sultanlık yalanı üzerine inşa edilmiş, bize ait olmayan tarihin üzerinden çıkıp bunun arkasında saklanan hakikati bugüne getirmek kolay değil. Bundan sonra il il, okul okul bu konuda yapacakları kültürel çalışmalar, eğitim çalışmaları gelecek nesil açısından çok değerlidir. Buraya kolay gelmedik. Öğretmenlerimden ilk dayağımı Sultan Abdülhamit Han için yemiştim. 1975 yılında Tarih dersinde Abdülhamit Han´a kızıl sultan dendiğinde itiraz etmiştim, bundan dolayı beni dakikalarca tokatlamıştı. Suçum cennet mekân demem, suçum kızıl sultanı inkâr etmemdi. Yalan bir tarih yaşatılıyordu. Abdülhamit Han düşmanlığının temel çıkış noktası bizi, bizi mağlup edene benzetmeye çalışmalarıdır. Bizim en büyük şanssızlığımız Tanzimat´tan bu yana bizi, Batıya benzetmek için içeriden gösterilen çabadır. Oysa tarih benzemeyerek yazılır. Abdülhamit Han´ın bu topraklarda en çok zulme uğrayan isim olduğunu kabul etmeliyiz. Abdülhamit 1876 sonrasının hesabını vermedi, 1940-50-60´ların hesabını verdi. Batıyı fark etmişti, Avrupa´yı anlamıştı. Avrupa´nın neyi başardığını görmüştü. Bugün de duygusal reflekslerden arınmak zorundayız. Basiret ve ferasetimizi akıp ve kalple birleştirerek soruları sormalıyız. Abdülhamit Han çöküşü fark etmeseydi, Avrupa´yı fark etmeseydi, Avrupa´nın yükselişini görüp Osmanlı´nın akıl çöküşünü, bilimsel çöküşünü fark etmeyip Batıyı da fark etmeseydi cennet mekâna bir şey söylemezlerdi. O da sıradan padişahlardan bir tanesi olurdu. Abdülaziz´i de bunun için katlettiler. Abdülaziz´den sonra büyük bir mücadelenin içerisindeyiz. Menderes´i idama gönderenlerin bu topraklardaki ilk şehit devlet büyüğü Abdülaziz Han´dır. Süveyş kanalını yapan kim? Abdülhamit. Osmanlı´nın çöken donanmasını kaldıran kim? Abdülhamit... Osmanlı´yı akıl olarak yenileyen ilk isimlerden biri Abdülaziz´dir. Bunu gördükleri için Abdülaziz Hazretlerini katlederek elimizden aldılar. 12 Eylül´ün 15 Temmuz´un 28 Şubat´ın arkasındaki aklın bu millete yönelik ilk saldırısı Abdülaziz Han ile başlamıştır. Abdülaziz Han da Abdülhamit Han gibi süreci görmüştür. Abdülhamit Han siyasi zekâsıyla Osmanlı´da devlet yönetme biçimi üzerinden 33 yıl yeniden yükselişin dinamiklerini inşa etmeye gayret ettiği için anlaşılmamıştır. Alimler anlamamıştır. Devlet aklı başka bir şeydir… Bugün de Recep Tayyip Erdoğan´ı anlamayanlar var, onun ne yapmak istediğini, ne yaptığını anlamayanlar var. Gezi eylemlerinden bu yana Türkiye´de Cumhurbaşkanımıza yönelik karikatürlerin tamamı zamanında Abdülhamit Han´a da çizilmiştir. O günden bu güne büyük bir mücadele içerisindeyiz. Abdülhamit Han Osmanlı´ya 1876´dan bakmadı, 1950´lerden baktı. Batının sadece fiziki üstünlüğünü değil sanayi devrimini, bilimsel dönüşümünü de fark etti. Eğer biz batıyla olan ilişkilerimizde akıl üzerinden süreci anlamaz, batının akıl galibiyetinin kodlarını çözmez, akıl üzerinden başardıklarını siyasi, iktisadi, askeri güce dönüştürdüğünü anlamazsak yenilgi devam eder. Cennet mekân batının aklını fark etti. Osmanlı´nın Kanuni´den sonra gücünü dondurması veya İslam ulemasının aklını dondurmasıyla, alimlerin aklını dondurması karşısında batının aklını dinamik hale getirerek ortaya koyduğu bilimle ilişkinin batıyı ne noktaya getirdiğini fark eden Abdülhamit Han, batının bu akıl galibiyetini fark etmez, kendi topraklarımızda bir akıl dönüşümüne evirmezsek bu yenilgi devam eder dedi. Ne vardı batıda? O dönem İstanbul´un fethinden sonra kilitlenmiş bir batı yoktu. İstanbul´un fethinden sonra batı bize mi benzedi yoksa o yenilginin üzerinden bir galibiyet üretmek için akıl devrimini mi gerçekleştirdi. Biz galiptik ama ne garip batı kiliseden mi vazgeçti, Hıristiyanlıktan mı vazgeçti yoksa Avrupa´ya sıkışıp kendi iş dinamikleriyle mi uğraştılar? Akıl üzerinden insanlığın önünü açacak adımları attılar. Biz İstanbul´u fethettik, Akdeniz´i Türk gölü haline çevirdik. 1453´ten 65 yıl geçtikten sonra tarih önümüze İstanbul´un fethinden sonraki o büyük ve güçlü dönemi getirmektedir. Batı biz İstanbul´u fethettikten sonra teslim olmadı, bize benzemedi, akıl üzerinden coğrafi keşifler yaptı. Yer altı ve yer üstü kaynaklarını kendisine aktaracak coğrafi keşifleri fark etti. Bu keşifler onları bilgiye ulaştırdı. Buharlı makineyi üreten biz olsaydık bugün ne olurduk? Batı demirden gemi yaptı, çelikten gemi yaptı, demiryolu raylarını ortaya çıkardı, rayın üzerinden treni buldu, elektrikli telgrafı buldu… Pil ortaya çıktı… Bunların hepsi 18. ve 19. yüzyılda bulundu. Batı bunlardan elde ettiği gücü fiziki galibiyete dönüştürdü. Ama bu akıl galibiyetidir. Şimdi dünyayı dönüştüren akıl yapay zeka, fiberoptik kablo üzerinden sesli yazılı bilginin saniyede dünyanın öbür ucuna ulaşmasıdır. Biz sadece fiziken mi aklen mi yoksa ikisinde de mi mağlubuz. Fiziki ya da akli galibiyetimizi ikisine birden dönüştürmeden batının galibiyeti devam edecektir. İşte bu dönemde bunun çalışmaları yapılıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan´da geleceği görerek, önemli çalışmalar yapıyor. Batının bu yöndeki galibiyetini önlemek ve geçmek amacıyla Cumhurbaşkanımızı desteklememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.