2016 yılı Ekim ve Kasım ayları verilerine göre İnegöl’ün Hava Kalitesi değeri ‘Hassaz’, ‘Sağlıksız’, ‘Kötü’ ve ‘Tehlikeli’ noktalara ulaştı.
Her sene kış aylarında kömür ve katı atık yakımından kaynaklandığı iddia edilen İnegöl’de yaşanan hava kirliliği “tehlikeli” boyutlara ulaştı.
EKİM AYINDA ZEHİR SOLUDUK!
Çevre ve Şehircilik Bakanlı Hava Kalitesi İzleme İstasyonları verilerine göre İnegöllüler Ekim ayında zehir soludu.
7 Ekim 2016 tarihinde bazı saatler hava kalitesi değeri (PM10) 209’a çıkarak “kötü” değerine ulaştı.
LODOS NEFES ALDIRDI
İnegöl’de 9 ve 10 Ekim tarihlerinde esen lodos hava kalitesine olumlu etki sağladı. Lodosun olduğu iki gün içerisinde PM değerleri sıfır seviyesine düşerek, en temiz günler yaşandı.
KASIM HAVASI SÜRÜNDÜRDÜ!
1 Kasım’da ise PM10 değeri 158’e yükselen İnegöl’de Kasım ayı yine zehir soluduk. 4 Kasım’da PM10 değeri 349, 6 Kasım’da 380, 17 Kasım’da 475 değerlerine ulaşılan İnegöl’de önceki gün yani 20 Kasım’da PM10 544 değerine çıkarak “tehlike” çanları çaldı.
SAĞLIKSIZ YAŞIYORUZ!
Ekim ile Kasım aylarının ortalamalarına bakıldığında ise PM10 değerleri 173 olarak gözlendi.
Kış aylarında hava kirliliği oluşmasında en önemli kaynak ısınma olduğunu dile getiren uzmanlar, "Isınmadan kaynaklanan kirliliğin önemli sebebi ısınma amaçlı olarak düşük kaliteli yakıtların kullanılması, yanlış yakma yöntemlerinin uygulanması ve kullanılan yakma sistemlerinin düzenli olarak bakımının yapılmamasıdır. Motorlu taşıtların sayısının her geçen gün artması beraberinde trafik yoğunluğuna neden oluyor ve şehir merkezlerinde hava kirliliğine sebep oluyor. Sanayide yanlış yer seçimleri, tesislerin zamanla şehir merkezlerinde kalması, gerekli arıtma sistemlerinin olmaması gibi nedenlerle özellikle sıcak noktalarda hava kirliliğine neden oluyor. Meteorolojik şartların da etkisiyle şehirlerimizde kirlilik daha da yoğun olarak yaşanıyor" dedi.
ALINACAK TEDBİRLER
Hava kirliliğinin azaltılabilmesi için ulusal ölçekte alınan önlemler; katı yakıt kriterlerinin belirlenmesi, akaryakıt kalitesinin iyileştirilmesi, araç standartlarının iyileştirilmesi, doğalgaz altyapısının yaygınlaştırılması öncelikli önlemler arasında diyen uzmanlar, "Çarpık kentleşmenin önüne geçilmesi, çevre düzeni planları yapılırken hava kirliliği taşınım durumlarının dikkate alınması, imar planlarında toplu taşımacılığın, özellikle raylı sistem taşımacılığının teşvik edilmesi ve gerçekleştirilmesi önem taşıyor. Isınmada yüksek kalorili kömürler kullanılmalı, her yıl bacalar ve soba boruları temizlenmeli, toplu taşıma araçları yaygınlaştırılmalı, yerleşim alanları dışında ve hakim rüzgar yönü dikkate alınarak sanayi tesislerinin yer seçimi yapılmalı, emisyonları düşük motorlu taşıtlar tercih edilmeli" şeklinde konuştu.
ASTIM VE KALP HASTALARINI ETKİLİYOR
"Hava kirliliği, kronik astım, alerjik hastalıklar, solunum yolu hastalıkları, kalp ve tansiyon rahatsızlıklarını tetikliyor" diyen uzmanlar, "Kirli havada karbonu da kükürtü de azotu da normal sınırların üzerinde. Bebekler, yaşlılar, bağışıklık sistemi baskılanmış ve kronik hastalığı olanlar mutlaka tedbir almalı. Mümkünse bu tür havalarda dışarıya çıkmamalı. Çıkıyorlarsa da ağzı, burnu atkı, eşarp, maske gibi şeylerle kapatmak lazım. Kanser tedavisi gören hastalarda daha dirençsiz. Çok çabuk hastalanırlar. Böyle kötü havalarda her tür hastalığa kapılarını açmış durumdadırlar. Dikkatli olmak gerekli" ifadelerine yer verdiler.