Osmanlı İmparatorluğu'nda cellat mezarları ayrı olur, dikilen bir arşınlık taşlara da isim yazılmazdı. Deniz kabuklarının oluşturduğu kalkerden kesilen taşlar, üçüncü sınıf olarak bilinirdi. Cellat taşlarına isim yazılmamasının anlamı gayet açık olup, şahsa yapılacak bir bedduayı engellemek amacı taşıyordu. Zaten yaşarken yeterince beddua alan celladın, ruhunun "öteki tarafta" rahat etmesi amaçlanıyordu.