Alkol aldıktan sonra direksiyona geçen alkollü sürücü, meydana gelen tek taraflı kazada hayatını kaybetti. Kazanın ardından sürücünün yakınları, araçtaki zararın kasko şirketi tarafından karşılanması için şirket aleyhine tazminat davası açtı.
Yerel mahkemece kısmen kabul edilen davada son sözü söyleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağının kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararını bozdu.
TAZMİNAT DAVASI AÇTI
İstanbul Anadolu yakasında 2010 Mayıs ayında meydana gelen trafik kazasında TIR sürücüsü hayatını kaybetti. Yapılan kontrollerde sürücünün 0,84 promil alkollü olduğu ortaya çıktı. Sürücünün yakınları, araçtaki zararın karşılanması için İstanbul (Kapatılan) Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne tazminat davası açtı. Davacı avukatları, kazada hayatını kaybeden sürücünün kasko sigorta poliçesi ile sigortalı araç ile tek taraflı kaza yaptığını, müvekkilin aracının ve oto korkuluklarının hasarlandığını, oto korkuluğu hasar bedelinin bir kısmının aracın zorunlu trafik sigortasından karşılandığını, ancak davalı tarafından bir ödeme yapılmadığını söyledi.
"SÜRÜCÜ ALKOLLÜ, RİZİKO TEMİNAT DIŞI"
Kazanın, alkolün etkisiyle değil aniden yola çıkan köpeklere çarpmamak amacıyla gerçekleştiğini anlatan davacı avukatı, bu hususun görevli memurun ihmali nedeniyle tutanağa geçmediğini belirterek, çekicinin tamir ve değişen parça bedeli 26 bin 826 liranın, 4 bin lira ile zorunlu mali sigorta kapsamında Karayolları'na ödenen 6 bin 241,49 liranın ve bin liranın, kaza tarihinden işleyecek ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etti. Avukat, çekici ve dorsenin servise götürülmesi için yapılan kira bedeli olan 2 bin 714 liranın da kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini istedi. Davalı sigorta şirketi avukatı ise araç sürücüsünün kaza sırasında alkollü olduğunu, rizikonun teminat dışı kaldığını savunarak, davanın reddini istedi.
Mahkeme, toplanan delillere dayanılarak, davanın kabulü ile 4 bin lira zarar tazminatının kaza tarihinden itibaren başlamak kaydı ile bin lira tazminatın 25 Kasım 2010 ödeme tarihinden itibaren, 2 bin 714 lira tazminatın 31 Mayıs 2010 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verdi. Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edildi.
"YOLA KÖPEK ÇIKTIĞI HUSUSU RAPORDA YOK AMA SÜRÜCÜ ALKOLLÜYMÜŞ"
Davada son sözü Yargıtay 17. Hukuk Dairesi söyledi. Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında; mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla kazanın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerektiğine dikkat çekildi. Olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağının kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesinin benimsendiği hatırlatıldı. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, kararında şu ifadelere yer verildi:
"Somut olayda, davacı araç sürücüsünün 0.84 promil alkollü olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği gibi kaza tespit tutanağı aksi sabit olana kadar geçerli olan belgelerdendir. Söz konusu tutanakta köpeklerin varlığından bahsedilmemiş, davacı tarafça da kazaya başka bir etkenin neden olduğu da ispatlanamamıştır. Aksine mahkemece yukarıdaki ilkeler ışığında alınan bilirkişi raporunda da davacı tarafın savunması tartışılmış ve kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleştiği ve talebin poliçe teminatı kapsamı dışında olduğu belirtilmiştir. O halde mahkemece dosya kapsamı ve rapor içeriğine göre davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına bozulmasına oy birliği ile karar verildi." (Haber7)
Son Güncelleme: 14.03.2015 00:48