Yıldırım Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Bilican trafik sorununu köşesine taşıdı.
Bundan on-oniki sene önce, “gün gelecek İnegöl´de trafik sorun haline gelecek” deseniz, çok anlamsız bir söylem olurdu herhalde. O dönemleri hatırladığınızda sakin, kendi halinde bir trafik akışı vardı İnegöl´ün. Trafik ışıklarına bile gerek yoktu şehir içi trafiğini kontrol etmek için…
Bundan on-oniki sene önce, “gün gelecek İnegöl´de trafik sorun haline gelecek” deseniz, çok anlamsız bir söylem olurdu herhalde. O dönemleri hatırladığınızda sakin, kendi halinde bir trafik akışı vardı İnegöl´ün. Trafik ışıklarına bile gerek yoktu şehir içi trafiğini kontrol etmek için…
Peki ya bugün.
Araç sayısı o kadar arttı ki, İnegöl´ün dar caddeleri kaldıramaz oldu artık bu sayıyı. İlk seferde park yeri bulmak nerdeyse imkânsız hale geldi yol kenarlarında.
Yaya trafiğinin de araç trafiğinden aşağı kalır bir yanı yok. Makas atmadan kaldırımlarda yürümekte ayrı bir mesele artık.
Hep söylendi durdu, İnegöl şu yöne büyüyecek, İnegöl bu yöne büyüyecek diye. İnegöl büyüdü ama çoğunlukla olduğu yerde sıkışarak büyüdü. Bir türlü beklenilen düzeyde dağılamadı bu büyüme enerjisi.
Aslında baktığınızda Alanyurt gibi mahalleler nüfus anlamında katlanarak büyüdüler. İnegöl´ün yükü-nü bir nebze olsun aldılar diyebiliriz. Ancak hiçbir zaman bir “çekim merkezi” olamadılar. Yani Alanyurt´ta otursakta, alışveriş ve eğlence gibi temel faali-yetleriniz için yine İnegöl´e geldik ve İnegöl merkezindeki sıkışıklığın bir parçası olduk.
Şimdilerde Akhisar Mahallesi için aynı gelişmeyi göstereceği söyleniyor. Ama bana sorarsanız Alanyurt´tan farkı olmayacak. Yani bol bol site olacak ama bir çay içeyim deseniz yine soluğu İnegöl merkezinde alacaksınız.
Anlayacağınız İnegöl AVM ve Kültürpark arasın-da gezinip duruyoruz ve bu bölgedeki yol, kaldırım ya da açık alanlar artık bu sıkışıklığı kaldıramaz duruma gelmek üzere...
Buna ilave olarak, İnegöl merkezinin tek çekim merkezi olması ve imar bölgelerinin de sınırlı kalması sonucunda, artık İnegöl´de konut yapacak arsa neredeyse kalmadı desek yanılmış olmayız sanırım.
Şehirleşme anlamında, geçmişi 100 yıl öncesine dayanan, dar cadde ve sokaklarımız, bu hızlı büyümeye ayak uyduramayacak duruma geldi, gelecek. İnegöl´ü yıkıp tekrar baştan yapamayacağımıza göre, bu insan ve araç trafiğinin bir kısmını üzerine çekebilecek çekim merkezlerine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Bir diğer sıkışıklığımızda toplu ulaşımımızda.
On yıl önce İnegöl içinde kendi halinde dolaşan, kimsenin tercih etmediği, hani şu 14 kişilik ama genelde içi hep boş olan küçük, Bordo renk minibüsleri hatırladınız mı? Belki de birçoğunuz binmemiştir bile bu minibüslere. O dönem İnegöl´de şehir içinde kimse bu ulaşım yolunu tercih etmezdi. Çünkü, İnegöl içinde ulaşıma para vermek gereksiz ve alışılmadık bir mevzuuydu. Bisiklet ve mobilet varken, toplu taşıma aracını kullanmak boşa para vermekten başka bir şey değildi. Sadece dış mahallelere ulaşım için kullanılırdı toplu taşıma. Onlarda dolduğunda kalkan, küçük minibüslerden ibaretti.
Peki ya şimdi!
Elimizde Kent Kart dıt dıt, okutup duruyoruz. Yol aynı yol ama artık biz aynı biz değiliz sanırım. Her gün Alanyurt, Akhisar, Yenice ve TOKİ gibi mahallelerden İnegöl merkezine binlerce insan taşıyan toplu taşıma sistemimiz, bu trafik sıkışıklığının artmasına katkı sağlıyor. Buna ek olarak artık bizler şehir içinde de toplu taşıma kullanıyoruz. Üstelik şimdiki araçlar, öncekilerinin 3 katı olmasına rağmen bize yetmiyor.
Sonuç olarak, İnegöl merkezi dışında kalan ve nüfusu neredeyse orta ölçekli ilçeleri geçmiş yerleşim bölgelerimize sosyal yaşam alanları oluşturulabilir ise, hem o bölgede yaşayan insanların ihtiyaçlarını yerinde çözmüş olacağız hem de binlerce insanı oradan oraya taşımanın getirdiği sorunlardan kurtulacağız. Biliyorum zor, hatta çok zor bir olasılık bu söylediğim ama imkansız değil.
Göreceksiniz ki zamanla şartlarda hepimizi aynı noktaya getirecek. Çünkü her bardak hacmi kadar su alır.
Son Güncelleme: 10.07.2015 16:55