İnegöl Kent Müzesinin kuruluşunun 6´ncı yılı nedeniyle dün Kent Müzesi Sergi Salonunda, Araştırmacı Tarihçi Sinan Çuluk´un tarafından Osmanlı Arşivlerinden derlenerek hazırlanan İnegöl İktisat Tarihi Sergisi düzenlenen törenle açıldı.
Açılış öncesi bir konuşma yapan Araştırmacı-Tarihçi Sinan Çuluk, “İnegöl, Osmanlı devrindeki tarihi itibariyle bin 500-2 bin haneli, 7-8 bin nüfusa sahip bir yer olarak tasavvur ediliyor. Ama son zamanlarda yapılan araştırmalarla İnegöl´ün Osmanlı´nın kuruluşundan itibaren Osmanlı tarihinde çok önemli bir yeri olduğu fark edildi. Osmanlı´nın kuruluş tarihini 1299 diyoruz. Aynı tarih İnegöl´ünde fetih tarihi. Ama 1071 bizim Anadolu´ya geliş tarihimiz. O tarihten 1299´a kadar 200 yılın tarihi bugün yok. Ne oldu? Çünkü 1075 Anadolu Selçuklu´nun İznik´i başkent ettiği tarih. Anadolu´ya girdiğimizden itibaren arada 4 yıl var. Bizans´ın Üsküdar´ını ele geçirip, 1079´da anlaşma imzalıyorlar. Bizans İzmit´ten yukarısını bana ver, aşağısı senin olsun diyor. Ama 1096´da Haçlılar bu kazanımlarımızı geri almak için buraya defalarca akınlarla dört tanesi Anadolu üzerinden gerçekleşti. Bizi geriye döndürüyorlar. O zamanlarda aslında Ermeni Pazarıyken, sonrasında Pazarcık ve Pazaryeri haline gelen bir yer var. O zaman Türkler buraya gelirken, Ermenilerle geldiler. Ermeniler o dönemde Kayseri´den bu tarafa geçmesi yasak bir millet. Ama ticaret ve sanat onlarda. Osmanlı bu işin mücadele ve hayvancılık kısmıyla meşgul. Orta Asya geleneklerini tamamen sürdürüyor. Ortaklaşa bir ticari denge kuruyorlar. Ermeni pazarı kuruluyor. Ermeni pazarı daha sonra Pazaryeri haline geldi. Ve ticaretin ilk meyvesi burada atıldı. Ama Osmanlı kurulmadan 1299 yılında önce atıldı. Demek ki ben temel olarak, Osmanlı´nın buraya geldiği andan itibaren iktisadi bir geleneği getirdiklerini söylüyorum. Daha sonra Selçuklu´nun geri dönüşüyle burayla irtibatı hiç kesilmedi. Burada kalan Türkler, Hıristiyan olmak zorunda kaldılar. Tarihçilerimiz maalesef Türkler Hıristiyan olur mu şeklinde anlayışla bunu söylemiyor. Ama Bursa tahvillerinde Rum diye bildiklerimizin isimler Türk. Arslan, Kaplan, Tanrıvermiş, Tanrıverdi Karagöz. Bir Rum niye bu isimleri koysun. Karaman mübadelesi diye gönderdiklerimiz hiçbir şekilde Rumca bilmiyor ama Rum alfabesiyle yazan Türklerdi. Bu topraklarda ticaret Türklere ait değildir, Rumlar ve Ermeniler yapar diye bir gelenek var. Öyle bir anlayış oluşmuş. Bu kesinlikle ve kesinlikle yanlış. Burada yerleşen Bizans nesli olan gerçek Rumlar vardı. Hep birlikte yaşayan, ürettikleri değerlerle birlikte bu topraklara özgü, ticari bir anlayış geliştiren topluluktu o gün yaşayanlar” dedi.
BİN KİREMİT DAMLI EV
İnegöl´deki Kervansaraylar hakkında da bilgi veren Çuluk, “İnegöl´de ticari bir potansiyel olmasa kurulması mümkün olmayacak yerler. O devir için bunlar çok önemli kuruluşlar. Yani bir kervansaray örgütlenmesi kolay bir şey değil. Güvenlik, ticari aktivite gerektiriyor. O tarihlerde Bursa ipeği çok önemliyken, ticaret yolları Anadolu´dan geçerken İnegöl´ün mümkün değil çok küçük bir yer kalması, etkisiz bir yer olması mümkün değil. İshakpaşa Külliyesiyle, etrafında ki kervansaraylarla burası çok canlı bir ticari belde. Evliya Çelebi´nin İnegöl´ü tasviri tamamen muhteşem bir tasvirdir. Bizim yakalayabildiğimiz ilk tasviridir. Bin kiremit damlı ev diyor. Ortalama bir hanede 4 nüfus olsa, daha o tarihte 4-5 bin nüfusu var. Tasvirde İnegöllüler için insan dostudur diyor. Bir Türk halkı kasabasıdır deniliyor. Çarşısı, pazarı çok iyidir diyor. İnegöl´ümüzün tarihinde iktisadi bir canlılığı kesinlikle var. Ve ilerleyen zaman diliminde bu tarihi canlılık göçlerle gelen ve yerleşenler İnegöl halkının değişik tecrübeleri tanımasına sebep oldu” diye konuştu.
KENT MÜZESİNİN 6. YAŞI
İnegöl Belediyesi olarak bundan tam 6 yıl önce Türkiye´de bir ilke imza attıklarını belirten Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise, “Ülkemizin ilk ilçe Kent Müzesinin 6. yaşı ülkemize, Bursa´mıza ve İnegöl´ümüze hayırlı olsun diyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum. İnegöl Belediyesi olarak bundan tam 6 yıl önce Türkiye´de bir ilke imza attık. Bu eşsiz yapıyı ortaya çıkartmak, yani İnegöl Kent Müzesi´ni kurmak bize nasip oldu. Çünkü biz; kentimizin tarih, kültür ve markalarının farkındayız. Görevlerimiz arasında; bu kentin değerlerini ve ruhunu diri tutmak var. Kent Müzesi projemiz de bu bilincin ürünüdür. Müzemiz; 10 Ocak 2009 tarihinde; Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay´ın teşrifleri ile açılmıştı. Kent Müzesi kolayca oluşmadı. 2005 yılında başlayan kurulum çalışmaları, 4 sene sürdü. Oluşturduğumuz komisyon; bu 4 senede çok büyük fedakarlıklar yaparak köy köy, belde belde dolaştı. Cami imamlarından muhtarlara, oda ve derneklere kadar herkesi bu işe dahil ettiler. Bu titiz çalışmalar sonucunda; halkımız tarafından müzemize yüzlerce materyal, onlarca eşya bağışı sağladık. Araştırmalar yaptık. Akademisyenlerle çalıştık. Konunun uzmanlarına danıştık. Böylelikle bu büyük hizmet; halkımız tarafından sahiplenildi. Bu yönüyle Kent Müzemiz; bir şahsın bir kurumun değil, halkımızın ortak eseri olmuştur. Başta müzemize katkıda bulunan yöre halkımız olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlara, muhtarlarımıza, sivil toplum örgütlerine, projemizin başından itibaren özverili katkılarını esirgemeyen koordinasyon kurulu ve akademik danışma kurulu üyelerimize teşekkür ediyorum. Bu eşsiz yapının hemen yanına da biliyorsunuz Mobilya´nın başkentine yakışacak tarzda Türkiye´nin ilk Mobilya ve Ağaç Sanayi Müzesi´ni de açarak burayı müzeler kompleksi haline getirdik” dedi.
ÖRNEK OLDU
6. yılına büyük onurla giren İnegöl Kent Müzesinin yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak yeri olduğunu ifade eden Aktaş, “Sergi ve etkinliklerin yuvası haline gelen müzemiz; kentimizin kültür ve sanat merkezi olmuştur. Kent Müzemizi diğer şehirlerdeki benzerlerinden ayıran en önemli özelliği, diğer şehirlere örnek olmasıdır. Şimdiye kadar birçok il ve ilçe Kent Müzesi kurmak için bizi model almıştır. Müzemizin 6. yıldönümünü Başbakanlık Osmanlı Arşivinde uzman olarak çalışan ve ilçemizin bu alanda gururu olan Araştırmacı-Tarihçi Sinan Çuluk´un katkılarıyla hazırlanan Osmanlı Arşivlerinden derlenerek ortaya konulan İnegöl İktisat Tarihi Sergisi ile kutluyoruz. Bugün açılışını yapacağımız bu sergide, İnegöl´ün gümüş madenlerini, buralardan elde edilen gümüşle İnegöl Darphanesi´nde 1574´de basılan akçeyi, Evliya Çelebi´nin izlenimlerini, ipekçiliğini, tütüncülüğünü, Oylat Kaplıcaları´nı, Çitli Maden Suyu´nu, zengin orman varlığının değerlendirilmesini, bedesten ve çarşılarını, halkın ödediği vergileri, gerçekleşmeyen demiryollarını, Osmanlı devrindeki Ziraat Bankası´nı, Cerrah ve Yenice´deki ipek fabrikalarını, buralarda gerçekleşen ilk işçi eylemlerini merak ediyorsanız, bu sergiyi gezerek 50 panoda İnegöl´ün iktisadi geçmişine nüfuz edebilirsiniz. Ben bu serginin hazırlanıp ortaya çıkmasında büyük emekleri olan Sinan Çuluk başta olmak üzere, Kent Ve Mobilya Ağaç ve Sanayi Müzesini kurulum çalışmalarından başlayarak bugünlere gelmesini sağlayan bütün gönüllü çalışanlarımıza huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Siz değerli misafirlerimize ayrıca eski İnegöl fotoğraflarından oluşan eşsiz bir 2016 duvar takvimini de bu güne özel hediye ediyoruz. Kent Müzemizin 6. yıldönümü dolayısıyla düzenlediğimiz İnegöl İktisat Tarihi Sergisi 13-31 Ocak 2016 tarihleri arasında halkımızın izlenimine açık kalacaktır. Kültür varlıklarını koruma adına imar ettiğimiz Kent Müzemizdeki bu sergimize herkesi davet ediyorum. Ayrıca Kent Müzemizin kuruluşunun 6. yıldönümünü kutluyorum” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından kurdele kesimiyle İnegöl İktisat Tarihi Sergisi izlenime açıldı.
Son Güncelleme: 14.01.2016 10:10