İnegöl İşletme Fakültesi mezuniyet töreni, dün düzenlenen program ile fakültenin çok amaçlı salonunda gerçekleştirildi.
Okul birincisi Büşra Duman’ın selamlama ve teşekkür konuşmasının ardından kürsüye çıkan Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, “Bu yıl 2 bölümle birlikte mezuniyet töreni yapıyoruz. Geçen yıl ilk İşletme bölümü mezunlarını verdik, bu yıl Uluslararası İşletme ve Ticaret bölümü buna dâhil edildi. Sayı olarak bakıldığında geçen yıla göre daha az sayıda öğrenci mezun etmiş oluyoruz. Bu yıl akademik takvimin değişmiş olması da bunun sebeplerinden biridir. Geçen yıl bütünleme sınavları hemen final sınavları akabinde olmuştu, dolayısı ile öğrencilerimiz 1 hafta sonra kaldıkları bütünleme derslerini vererek mezun olmuşlardı ama bu yıl bütünlemeler Eylül ayına alındığı için bazı öğrencilerimiz maalesef şuanda mezun olamıyorlar. İnşallah Eylül’de derslerini vererek mezun olurlar. Fakültede 3 bölümümüz var, kuruluşunda 6. yılı bitti. Her yıl yeni bir bölümde mezun oluyoruz. İnşallah önümüzdeki yıl Yönetim Bilişim Sistemi bölümü öğrencilerimizden de mezun vereceğiz. O bölüm yeni bir bölümdü. Bölümü önerirken Yönetim Bilimi ve Bilişim Sistemleri olarak vermiştik ve onaylanmıştı. Bunun Türkiye’de bir örneği yoktu. Türkçe-Matematik ile gelen öğrencilerimize Yönetim Bilimi ve Bilişim Sistemleri adı altına 2 anabilim dalında bir bölüm oluştursunlar istedik. Bunun ihtiyaç olduğunu öğrenciliğimde gördüm. Üniversiteyi Almanya’da okudum, orada anket çalışması yaptık ama anketleri değerlendirmek için gerekli olan programlarını ben Türkiye’de okuduğum lisede öğrenmemiştim. Alman öğrenciler bunu öğrenmişlerdi ve anketleri çok güzel şekilde değerlendiriyorlardı. Burada kuracağımız bölümde öğrencilerimiz Matematik ve İstatistik’i iyi öğrensinler, Sosyal Bilim alanında da anket yaptıkları zaman özgün kamuoyu nabzını tutabilsinler. 6 ay sonra bu neticelendi, makul bulundu ve onaylandı. İlk olmanın her zaman sakıncaları oluyor, aradan 1 yıl geçti ve o bölüme araştırma görevlisi talep ettiğimizde yazdığımız ön koşullarda Yönetim Bilimleri ve Bilişim Sistemleri anabilim dalları için ayrı özellikler istediğimiz halde YÖK tek kriterde verdi. Türkiye’de Yönetim Bilişim Sistemi diye bir bölüm var ve bu bölümde Matematik, İstatistik ve Sosyal Bilimler ayrımı yapmadık dediler. Bize gelen araştırma görevlimiz ilgili anabilim dalına uymadığı için konuştuk, istifa etti. Sonunda yönetim karar aldı ve bölümün adı değiştirildi. Üniversiteler, içinde bulunduğu toplumun sorunlarını tespit edip çözüm üretmekle yükümlüdür. Sadece teorik çalışmalar yapmakla değil bu çalışmaları pratik deneyimlerle beraber yaparak sorunlara çözüm bulmak durumundadır. Biz de onu yapmaya çalışıyoruz. İnegöl’de bir İşletme Fakültesi kurulduktan sonra son sınıfa gelen öğrencilerimize işyeri uygulaması dersi koyduk. Bu Uludağ Üniversitesinde ilk oldu. Son sınıfa gelen öğrencileri haftada 2 gün tam zamanlı olarak işyerine gönderiyoruz. O işler için komisyonlarımız var, tespit ediyorlar. Öğrencilerimiz için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mezun olan öğrencilerimize hayatlarında başarılar diliyoruz” dedi.
KENDİNİZİ GELİŞTİRİN
Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise, “Fırsatları olan bir ülkede yaşıyorsunuz. Asıl okul ve imtihanlar şimdi başlıyor. Eğer kavga ve mücadeleye hazırsanız Türkiye bir fırsatlar ülkesidir. Her ne kadar zaman zaman sıkıntılar yaşasa da bu böyle. Genç beyinlere, yetişmiş beyinlere, kendini yetiştirmiş donanımlı arkadaşlara ihtiyaç var. Farklı alanlarda çalışan insanlara ihtiyaç var. En büyük kötülüğü anneler-babalar yapıyor. Onlar için her türlü dert ediyorlar, heyecan ortaya koyuyorlar. İstiyorlar ki devlet memuru olsun, devlet garantisi altında ömrünü sürdürsün. Türkiye’de 70-80 bin civarında öğretmen açığı, 300 bin atama bekleyen öğretmen, öğretmen okullarında okuyan 700 bin öğrenci var. Bir daha dünyaya gelsem yeniden işletme okurum. İşletme çok geniş bir saha. Siz işin teorik kısmıyla ilgili tüyoları aldınız, güzel doneler verildi. İlk yıllarda biraz sıkıntı çekebilirsiniz, kendinizi geliştirin. İnşallah üzerine koyarak hayatta istediğiniz yere gelirsiniz” şeklinde konuştu.
ÜLKENİN EN AKTİF ÇALIŞAN İNSAN GÜCÜ OLACAKSINIZ
Son olarak konuşan Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tevfik Yücedoğru ise, “Alman filozof Nietzsche’nin ‘Böyle Buyurdu Zerdüşt’ diye bir kitabı var. Orada gördüğü Avrupa rüyasını anlatıyor. Avrupalı insanı 4 özelliği olan kişi olarak niteliyor. Diyor ki; ilk özelliği alabildiğine individual olmalı, kendini düşünen, bencil olmalı. İkinci özelliği pragmatist olmalı, ben bundan ne elde ederim diye bakmış olmalı. Üçüncü özelliği, bilimde pozitivist olmalı, gözlem ve deneyin nereye kadar gittiğini sonuna kadar değerlendirmeli ve din anlayışında da ateist olmalı, hiç olmazsa deist olmalı. Ne demek bu? Ateist olmak kolay bir şey değil, herkes ateist olamaz, en azından tanrının varlığını kabul etmeli ama uzaklardaki tanrının yeryüzüne hükümran olduğunu inkâr etmeli. Böyle bir rüya ile başladı Avrupa… 21. yüzyıla geldiği noktada gözlem ve deneyle birçok şeyin insan hayatını kolaylaştıran bilim, teknoloji, bilişim, hizmet sektörlerinde insan hayatını en ileri noktaya götürecek diğer bilim alanlarında birçok şeyi halletti fakat kaybettiği çok şey var. İnsanı kaybetti… Şuanda birbirine güvenecek insan yok. Menfaatinin haricinde herhangi bir şekilde başkalarını yararlandıracak herhangi bir davranış şekli göstermiyor. Veya bilim diye yalan uydurup bir ülkenin, bir insan grubunun hayatını karartabiliyor. Bunları bugün çok yaşıyoruz. Niçin Irak savaşı çıkmıştı? Saddam’ın nükleer silahları vardı, insanlığı yok edecekti. Irak harap oldu. Bir yüksek lisans tezinden bir projeymiş, hayal ürünüymüş denildi. Bugün Afganistan dünyaya uyuşturucu madde ihraç ediyordu, onun için 1,5 milyon insan öldü. Demek ki insanı kaybettiğinizde bilimden de menfaatten de teknolojiden de azami derecede istifade etmek mümkün olmuyor. Öyleyse bizim insanımız bu yüzyılın yeniden inşasında başkalarının uydusu olmamalı, ben varım diyebilmeli, ortaya çıkabilmeli ve alternatif bir medeniyet inşasına model gösterebilmeli. Buradan mezun olan arkadaşlarımız bu ülkenin 30 yılında söz sahibi olacaklar. Kendilerini öyle görmüyor olabilirler. İlk yıllar zor olacak ama 10 yıl sonra, 15 yıl sonra bu ülkenin yönetimindeki aktörler olacaksınız. 2050’li yıllara kadar en aktif çalışan insan gücü sizler olacaksınız. Kimse bunu düşünmüyor, bu kısma kafa yormuyor. Öyleyse bizim toplumumuza, hatta dünyaya yetiştirdiğimiz insanlar sadece bilen değil vatansever de olmak mecburiyetindeler. Hiçbir ideolojisi vatan sevgisinin önüne geçmeyen insanlar yetiştirdiğiniz zaman kazanacağız. Esas kazancımız bu olacak. İman sahibi, kendine güvenen, bilgi ile donanımlı ve ‘bu ülkenin insanına yaptığım her katkı bir ibadettir’ diye düşünen insanlar olacak. Bunu yapamadığınız zaman paranın peşinden koşacak, tatminsizlik duyacak, mutlu olamayacaksınız. Mezun olan arkadaşlarımızı tebrik ediyor, bundan sonraki yaşamlarında başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından öğrencilere mezuniyet belgeleri takdim edildi.
04 Temmuz 2017 Salı 13:39
2017-07-04 15:28:25
Son Güncelleme: 04.07.2017 15:28