Yıl 2009…
İstanbul CNR Fuar Merkezinde düzenlenecek olan İMOB Fuarı ile aynı tarihte, CNR Fuar alanının 9-10-ve 11. hollerinin toptan ve ucuza satın alınarak, İnegöllü mobilyacılara açılması için Gölbaşı Düğün Salonunda bir toplantı düzenlendi. Amaç; büyük firmaların çok ucuza girdiği fuara birlikte girerek, İnegöllü mobilyacılara avantaj sağlamak ve MODEF şirketi marifeti ile İstanbul´da adeta bir İnegöl fuarı düzenlemek.
Bu fikrin öncülüğünü yapan o zaman MOSDER yönetim kurulu üyesi olan Ahmet Güleç.
Kendisi MOSDER üyesi olması münasebeti ile fuara hem fiyat hem de yer olarak çok avantajlı şekilde girmesine rağmen, böyle öneri ile çıktı mobilyacıların karşısına.
Bende o salondaydım. Bu durumun adaletsiz bir durum olduğunu ve daha butik üretim yapan İnegöllü ve diğer şehir mobilyacılarının haksızlığa uğradığını ifade etti. Katılımın az olmasına rağmen, toplantıya katılan mobilyacıları heyecanlandıran ve sinerji yaratan bir toplantı oldu. Her mobilyacı fikrini söyledi. Ana fikir “kervan yolda dizilir, bir yerden başlamak lazım” olarak ortaya çıktı. O zaman için uygun görülmedi ve yeterli hazırlık zamanı da yoktu, fakat bir kervan yola çıktı yavaşta olsa…
Gel zaman git zaman bu sinerji ile İnegöl Mobilya Tanıtım Grubu kuruldu. O dönem MODEF fuarcılığın bir çalışanı olarak, İnegöl Mobilya Tanıtım Grubunun ne olduğunu ve yapılacak reklam kampanyaları için mobilyacıların maddi yardımlarının talep edildiği 3000 mektubu mobilyacılara kapı kapı gezerek çalışma arkadaşlarım ile bizzat ulaştırdık. Starwood, Serra Süger, Kastamonu Entegre ve Ortakçı Cam gibi tedarikçi firmalar dahil mobilyacılardan toplanan kısıtlı bütçe ile küçük ve orta çaplı reklam çalışmaları, tanıtım toplantıları yapıldı. Daha sonrasında oluşturulan İnegöl Mobilyası Markası bu grubun adı altında gerçekleşti. Bu grup daha sonra dernekleşerek, İnegöl Mobilya Sanayiciler Derneği (İMOS) adı altında faaliyetlerine devam etti.
Aradan aylar, yıllar geçti.
İMOS bünyesinde dernekleşen mobilyacılar faaliyetlerine devam ederken, Ahmet Güleç önce MOSDER, daha sonrada kuruluşuna öncülük ettiği MOSFED, yani Mobilya Sanayici ve İş Adamları Federasyonunun Başkanlık koltuğuna oturdu. Aynı zamanda yine İnegöllülerin desteği ile İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı olarak ta görev yaptı.
Federasyon Başkanlığı döneminde de ilk iş olarak MOSDER tarafından düzenlenen CNR İMOB Fuarının isim hakkını MOSFED´e taşıdı. İMOB isim hakkını elinde bulunduran MOSFED üyeleri MOBDER, MOBSAD, OMSİAD, MUDER, İMOS, KAYMOS, ANSİMOD, MODSİAD ve MAKSDER gibi önemli İş Adamları Derneğinin desteği ile bu yıl CNR İMOB fuarını icra edecek. MOSDER ise İstanbul Tüyap´ta İSMOB Fuarını düzenliyor. Her iki fuara da İnegöllü mobilyacılar katılıyor. Aynı derneğe üye olup, iki fuara da katılan firmalar mevcut. Allah hepsine iş rastlığı versin.
Peki, MOSFED Başkanı Güleç ile MOSDER Başkanı İsmail Doğan arasında yaşanan ve ulusal gündeme taşınan söz düellosu neden yaşandı. İsmail Doğan, yani DOĞTAŞ ve KELEBEK Mobilya Yönetim Kurulu üyesi bir açıklamasında, “Küçükler” tabirini kullanması MOSFED Başkanı Ahmet Güleç´in tepkisine neden oldu ve “Hodri Meydan” dedi.
Mobilya sektöründeki fuar bölünmesinin ardından görüşünü almak için aradığım Ahmet Güleç, bu konuda oldukça ılımlı bir açıklama yapmış ve kimseye karşı bir tavırlarının ya da sektörde bir küslük olmadığının altını çizmişti. Anlaşılan bu açıklamayı sektör ve mobilyacılar zarar görmesin diye yapmış.
MOSDER Başkanın ifadesi ile büyük firmaların fuarlara daha avantajlı girmeleri olağan bir durum olabilir ki, öyle değil. Bu bütün dünyada böyle yapılıyor olabilir ama artık küçük atölyelerde imalat yapan esnaf İnegöllü yok. Artık sanayici, ihracatçı İnegöllü var.
Yıldızı her geçen gün daha da parlayan kapı gibi bir İnegöl Mobilyası markası var. Fuara katılmanın ne olduğunu anlamış, dış ticareti daha kurumsal ele alan ve pazar payını her geçen gün artıran bir İnegöl var. Dünyanın dört bir yanında, uluslar arası mobilya sektöründe adını duyurmak için her türlü organizasyona katılım sağlayan bir İnegöl var. İstanbul mobilya fuarlarına katılan firmaların toplamının %40´ını oluşturan bir İnegöl mobilyası var. Sadece İMOB fuarına katılan firmaların 130 kadarı İnegöl Mobilya Sanayicileri Derneği üyesi.
Pazarını paylaşmak istemeyen, mobilya sektöründe kendilerinden başkasının adının duyulmasını arzulamayanların, İnegöllü mobilyacıyı ya da Ankara veya Kayseri´de büyümek için çırpınan orta ölçekli üreticileri istememesi ve küçümsemesi normaldir.
Ama bu büyük bir hata…
Belki dünyada, damarlarında kapitalizm akan ekonomilerde geçerli olabilir. Ancak Anadolu sermayesi diye adlandırdığımız ve isimlerini duyduğumuzda gurur duyduğumuz, her seferinde milli diye tercih ettiğimiz, bizim müteşebbisimizin oluşturduğu, tabir yerindeyse Anadolu Kaplanları anlayışına ters bu durum.
Bu ülkede eğer büyükler var ise, küçüklerine sahip çıkacak. Elbette rekabet olacak ama bu ön kesmeyle, karalamakla, küçümsemekle olmayacak. Dünya piyasasının yarısı bile bu ülkenin küçüğünü de, büyüğüne de yeter. Ama kolay yoldan iç pazarda hakim olup, diğerlerinde ne hali varsa görsün derseniz, o diğerleri gün olur, ipleri ele alır.
Eğer bizim büyükler daha fala kazanmak istiyorlarsa, uçağa atlayıp, kıta kıta mal satacak. Rekabeti dünya devleri ile yapıp, bu ülkeye para kazandıracak. Tabi çek-yat ayarında ürünlerle olmuyor. Değeri olan, para eden ürün olacak. Eğer yapamıyorsa da bunu yapana bırakacak. Şu an mobilya ihracatının da, istihdamının da, %80´ini az ama katma değeri yüksek ürün üreten orta ölçekli firmalar yapıyor. Mobilya devi olarak görülen firmaların toplam cirolarında ihracatın payı %5´lerde. Bu gün İnegöl´de yoldan bir mobilyacı çevirip sorsanız, ihracatı en az %30 - %40´dır.
Herkes nasibini yer bu topraklarda. Dünya ekonomisinden kopyaladığımız, büyük balığın küçük balığı yuttuğu rekabet sistemi özentisiyle yerini koruma gayretinde olanlar varsa, bilmeli ki küçük balıklar artık örgütlü ve birlikte hareket ediyor. Zamanında ellerinden alınan küçük yemleri içinde daha gayretliler. Saygılarımla…
Son Güncelleme: 11.01.2016 15:59