İş adamı Haluk Özbek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a göndermek istediği Video Mektup ile ilgili bir basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
MOBİLİYUM'DA YÖNETİM KURULU BAŞKANI DEĞİLİM
Öncelikle Mobiliyum yönetim kurulu başkanı olmadığını ifade eden Özbek, "Mobiliyum'da Yönetim Kurulu Başkanı değilim öncelikle. Ben oranın Kurucu Başkanıyım ve ayrıldım. Önümüzde de bir kongre var. 3 Yıl'da bir değişiklik öngörüyoruz" dedi.
SEÇİM SONRASI OLSAYDI DAHA DOĞRU OLURDU
Seçim atmosferinden dolayı kendisine öz eleştiri ile yaklaştığını ve videonun seçim sonrası yayınlanması durumunda daha doğru olacağını ifade eden Özbek, "Videonun içeriğine bakıldığında eğitime, ekonomiye, kardeşliğe, birliğe, toplumumuzun mutluluğuna hatta Sayın Cumhurbaşkanımızın da mutlu ve huzurlu olmasına dönük dikkat çekmek istedim. Bunun bir vatandaşlık hakkı olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar eleştiriler olsa da, eleştirilerin hepsini de eleştiriden daha fazla destek gören taraflar da var. Fakat bu gerek Sayın Cumhurbaşkanımıza gerek devlet büyüklerimizi yıpratmaya dönük bir video olarak algılanırsa ben bundan rahatsız olurum. Yıpratmak isteyen çevrelerin eline bir malzeme olmak istemem. Bunu doğru bulmuyorum. Sadece söylediklerimin arkasındayım fakat zamanlamanın siyasi atmosferden dolayı, hiç benim ilişkilendirilmek istememe rağmen siyasi atmosferin üst seviyede olduğu bir anda böyle bir açıklamanın olması, belki seçim sonrası olsaydı daha doğru olurdu" şeklinde konuştu.
EKSİKLERİNİ ELEŞTİRİP, DOĞRULARINA DA DOĞRUDUR KARDEŞİM DERİM
"Konunun siyaset ile alakası yok" ifadeleri ile konuşmasına devam eden Özbek, "Benim siyasetle işim yok zaten. Zamanı geldiğinde desteklememiz gereken insanları açıkçası destekleriz ama ben böyle bir vesile ile hem haddimize de değil, böyle bir edepsizliği de doğru bulmam açıkçası. Zaten eleştirim de genel anlamda yapıcı olarak eleştiriden yanayım her zaman. İnsanların doğru yönlerinden de bahsedilmesinden yanayım. Allah razı olsun bu zamana kadar ülkemize hizmet eden birçok lider hükümetin, en sonunda seçilmiş bir Cumhurbaşkanının görev süresince yıpratılmasını, görev yaparken işinin zorlaştırılmasını kesinlikle doğru bulmuyorum. Ben her vatandaş gibi dikkat çekebilme, bazı konularda tavsiyelerde bulunabilme hakkımın olduğunu düşünüyorum. 41 Yaşında bir adamım, çocuk değilim. Üniversite okumuş bir adamım, hiç kimsenin benim elime kâğıt tutuşturmasına gerek yok. Ben düşünen, okuyan bir adamım. Dolayısıyla okuyan, düşünen her kardeşimizin ülke yönetiminde de tavsiyelerde düşünebileceğini düşünüyorum. Ama yanlış anlaşılmasıyla ilgili olarak, farklı ilişkilendirmeler olabilir. Onların benim şahsımın ilişkilendirildiği insanları da eleştiren bir yapıdayım açıkçası. Eksiklerini eleştirip, doğrularına da doğrudur kardeşim derim. Aynı şey siyasiler için de geçerli. Ama benim gizli bir düşmanlığım, el altından yıpratma, böyle bir şey olamaz. Bizim yapmış olduğumuz sununla ilgili memleketimizin menfaatine, toplumumuzun menfaatline..." dedi.
EĞİTİM KONUSUNDA ISRARCIYIM
Eğitim konusunda ısrarcı olduğunu belirten Özbek, "Yine ısrarcıyım. Eğitim konusunda ısrarcıyım. Üniversiteli kardeşlerimizin yurt dışına gitmesi taraftarıyım. Öğretmenlerimizin mutlaka biraz daha imkânlarının daha iyi olmasından yanayım. Çünkü öğretmenlerimiz ne kadar iyi olursa, öğrencilerimiz de o kadar iyi olur. Açık ve net şekilde dürüstçe şunu söylüyorum; buradaki fikirlerin tamamı bana aittir. Bunu geçmişte de yaptım. Gelecekte de yaparım. Memleketimin faydasına neyse onu yaparım. Biz ülkemizin bölünmez bütünlüğünden yanayız. Ülkemizin otoritesinin yıpratılmaması, bozulmamasından yanayız. Fakat mutlaka yapıcı eleştiriler, önerilerin de olması gerektiğinden yanayım. Benim tavrım buydu. Videonun içeriği de buydu" ifadelerini kullandı.
EKONOMİYE VE İŞİMİZE BAKARIZ
Son günlerde yurt dışına çıkmadım" ifadeleri ile konuşmasını sürdüren Özbek, "İstediğim zaman çıkabilirim, pasaportum cebimde. Allaha şükürler olsun devletimize, milletimize bu zamana kadar yanlışımız olmadı. Bundan sonraki süreçte Allah'ın izni ile olmayacaktır. Biz esnafız, ekonomiye ve işimize bakarız" dedi.
“KÖRÜ KÖRÜNE TAASSUBU DOĞRU BULMUYORUM”
Haluk Özbek, “Türkiye’nin bundan önceki dönemlerinde 17 Aralık öncesinde durduğu pozisyon neyse biz de o pozisyondayız. Fakat firmam ve kendim şahsen daha liberal bir noktadayız. Hiçbir zaman hiçbir konuya aşırı teveccüh gösteren taassup sahibi adam olmadık, olmayız. Kimin eksiği varsa söyleriz. Artıysa artı, eksiyse eksi. Körü körüne hiçbir taassubu hiçbir yerde doğru bulmuyorum. Bizim için devletin devamlılığı, birliği, bütünlüğü önemlidir. İnsanların olduğu yerlerde cemaatler olur, dernekler olur, siyasi partiler, spor kulüpleri olur. Herkesin hukuk içerisinde davranmasından yanayız. Devletin birliğine, dirliğine zarar vermeyecek şekilde herkesin tek bir hukuka topluma hizmeti esas alarak yürümesinden yanayız. Başından beri misyonumuz budur. Benim cemaat taassubu olmadığımı tüm arkadaşlarım bilir. Bizim muhafazakâr anlamdaki bütün cemaat ve cemiyetlere bundan önceki dönemlerde sürekli desteğimiz olmuştur” dedi.
“ÖZ’ÜN DAVETİNİ GERİ ÇEVİRDİM”
Zekeriya Öz ile hiçbir zaman muhataplığı olmadığını belirten Özbek, “Sadece Zekeriya Öz devletimiz ile problem yaşamadan önce bizden ürün almıştır, İnegöl’ün damadıdır, onun akrabası kendisini Oylat’ta ağırlamıştır, Oylat belediyenin bir iştirakidir, belediyemiz de AK Partilidir. O günlerde görevden yeni ayrılmıştı, bizim misafirimiz olduğuna dair bir haber almıştık, beni yemeğe davet ettiler ve ben yemeğine gitmedim. Devleti ile netleşmemiş problemi olan bir memurumuzun yemeğine gitmeyi doğru bulmuyorum dedim. Adam bizden ürün almış, İnegöl’ün damadı… Biz asla şirket olarak kendisini ağırlamadık, Haluk Özbek olarak ben kendisi ile hiçbir şekilde aynı karede, aynı videoda olamam, mümkün değil. Sosyal medyada isim vermeden, gerçek kimliğini ortaya koymadan yapılan eleştirileri ve açıklamaları adamca saymıyorum. Ben adam gibi çıktım Sayın Cumhurbaşkanımıza saygısızlık yapmadan adam gibi, usturuplu bir video çektim. Bunu herkes çekebilir. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızı yıpratmak istemedim. Adam gibi yaptım. Hukukun içerisinde davrandım. Sen bunu demek istedin gibi bir şey söz konusu değil. O zaman herkes farklı çerçeveden bakarak istediği gibi algılar. Bizim devletiyle, milletiyle barışık olan insanlarla uyum içinde olmamız lazım. Bu; hiçbir şey ile ilgili öneri vermeyelim, tavsiyede bulunmayalım, eleştiri yapmayalım demek değildir. Biz devletimizin ve milletimizin faydasına çalıştık, çalışacağız. Zekeriya Öz ile ilgili ağırlamalarımız, videolarımız imkânsız. İddia eden ispatlamakla mükelleftir. İsimsiz her şeyi yazabiliyorlar. Benim o günlerde Oylat A.Ş.’ye yazılmış bir faksım var. Kardeşimin sadece ürün satma konusunda muhataplığı var. Her vatandaş gibi piyasada gezen bir adam bu adam… Biz öyle bir hukuka girecek insanlar değiliz. Nedendir bilemeyiz böyle şeyler gündeme geliyor. Sevenimiz kadar sevmeyenimiz de var. Bu tip iddiaları ortaya atanlar genelde Haluk Özbek ve SALONİ üzerinde bu iddiaları ortaya atıyorlar. Benim böyle bir şeyim yok diyorum, kardeşiniz yapmış diyorlar. Kardeşimin de yok diyorum, falanca akrabanız yapmış diyorlar… Böyle bir şey varsa hukuk üzerine düşeni yapar. Çiğ yemedim ki karnım ağrısın” şeklinde konuştu.
“VİDEONUN SİYASİ BİR İÇERİĞİ YOK”
Özbek, “Kitap okumayan insanların beni değerlendirmesini doğru bulmam. Beni değerlendiriyorsa bir adam, beni değerlendirecek evsafta olmalı… Düşünmeyen adam beni değerlendirmesin. Bir kitap okusun önce… Önce demecimin içeriğine baksın. İçeriğinin değerlendirilmesini çok isterdim. Tamamını ben hazırladım. Notlarım duruyor. Ben yazamam mı? Kendim şirketime ait her yazışmayı, Mobiliyum’un yazışmalarını ben hazırlarım. Sayın Cumhurbaşkanımızın buradaki tavsiyelerle alakalı rahatsız olmadığını düşünüyorum. ‘Söyleyene bak’ anlamında Haluk Özbek’e bir kimlik biçelim şeklinde olmaz… Bu ülkede demokrasi var, hukuk var, okumuş insanlar var ve bunların bir zekâsı ve aklı var. Bu aklı ile bir şeyler söyleyebilirler. Kendimi eleştirdiğim tek konu siyasi atmosfer esnasında yapmam oldu. Bugün siyasi yarışa giren Sayın Cumhurbaşkanımız değil, Sayın Davutoğlu’dur. Sayın Davutoğlu’nu seven ve takdir eden bir adamım. Aynı zamanda diğer siyasi partilerimize de eşit mesafede durmaya çalışan bir adamım. Hüseyin Şahin benim dostum, Hasan Toktaş benim dostum… Onların nasıl ayağına çelme takarım? Ne gerek var? Benim siyasi bir duruşum yok, videonun siyasi bir içeriği de yok. Eğitim, ekonomi, sosyal uzlaşı üzerine dikkat çekmek istedim. Sosyal uzlaşı hani biraz daha insanlar mutlu olsun. Bakın bu videoda bile kutuplaşma oldu. kimi aşırı savunuyor, kimi de aşırı eleştiriyor. Ben ikisini de istemiyorum. Kimseye angaje değilim. Benim videoma hiç kimse yapışmasın kardeşim. Bir vatandaşın iç dünyasını anlatması olarak bunun gündeme gelmesini isterim"
ELEŞTİRİLERİN HEPSİNE AÇIĞIM
"Eleştirilerin hepsine açığım. Adam ismini cismini verdiyse başımın üstünde yeri var. Ama isimsiz sembolik bir kod adla twitterde mesaj adıyor. Ayıp bunlar. Bunlar günah, haram bunlar. Nasıl ki ben herhangi bir devlet büyüğüme bir iftira atamazsam, hakkında ileri geri konuşamazsam, bu kanunların dışında bir haramsa, aynı şekilde onlarında farklı isimler altına gizlenerek ahkam kesmesinin hiçbir anlamı yok bence. Tartışma olabilir. Ben bu video da açıkçası toplumumuza da gönderme yapıyorum. Belki biraz dikkat çeksin diye sayın Cumhurbaşkanımızın ismini kullanabilirim ama toplumumuzun da dikkat etmediği bir şey. Bizim gözümüzde öğretmenlerin ayrı bir yeri vardır. Öğretmenleri çok önemsiyorum" dedi.
AŞIRI ŞEKİLDE ÖVGÜYÜ YALAKALIK SAYARIM
Videodaki “Yalaka” ifadesinin sorulması üzerine Özbek, “Bizim siyasilerimizi halklar savunur. En büyük jüri halktır. Bu zamana kadar böyle olmuştur. Kim olursa aşırı şekilde övgüyü yalakalık sayarım. Aşırı şekilde eleştiriyi art niyetli sayarım. Doğru bulmam. Kimi eleştirirsek artılarını da söylemeliyiz. Videonun içeriğini doğru buluyorum. Artı ekleyebilirim ama çıkartacak hiçbir şey yok. Ben sadece zamanlama ile ilgili, siyasetten hiç bahsetmememize rağmen öyle algılandığı için bunu kendi kusurum sayarım yine. Seçimden sonra yapsaymışım daha doğru olurmuş. Siyasetçilerin kendi liderlerini savunmaya hakları vardır. Ben bunu gazeteciler için doğru bulmam. Gazeteciler, cemaatler, vakıflar, işadamları herkese eşit mesafede olmak zorundadır" şeklinde konuştu.
HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATMAYI DÜŞÜNÜYORUM
Bursa’da bir gazetenin cemaat ve Mobiliyum AVM hakkındaki iddialara da cevap veren Özbek, “MOBİLİYUM AVM’nin yeri eskiden büyükşehre ait değildi. Tüm resmi prosedür Yenice belediyesi üzerinden yürüdü. Her şey kanunlara uygun yürüdü. İspat etsinler. Eğer orta da bir usulsüzlük varsa hukuka intikal ettirsinler. Hukuki süreç başlatmayı düşünüyorum. Aslında bu kutuplaşma benim haklı olduğumu da gösteriyor" dedi.
Son Güncelleme: 26.10.2015 17:01
boylelıkle mobılyum avm ye adım atmayacagız sayenızde
ne oldu geri yapmıssıın ==)