İnegöl´de bundan tam 18 yıl önce yazılan 187 liralık cezadan haberi olmayan vatandaş, aracının satış işlemlerini yaptırmak için gittiği noterde hayatının şokunu yaşadı. Bugüne kadar cezayla ilgili kendisine herhangi bir makbuz gelmediğini ifade eden vatandaş, 187 liralık cezayı 4 bin 139 lira olarak ödemek zorunda kaldı.
1999 yılında muhasebecisinin vermeyi unuttuğu bir evrak nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından 187,20 lira idari para cezası kesilen İsmet Cinkarataş´a, aradan geçen 18 yıl boyunca herhangi bir makbuz gelmedi. Geçen süre zarfından ana paranın üzerine faiz binince ceza 4 bin 139, 64 liraya çıktı. Geçtiğimiz günlerde aracını satmak için notere giden Cinkarataş, SGK´ya borcu olduğu gerekçesiyle aracın üzerine haciz konulduğunu öğrendi. Aracına neden haciz konulduğunu öğrenmek için SGK´ya giden İsmet Cinkarataş, kendisine kesilen ama bir türlü tebligat yapılmayan bir borcu olduğunu öğrendi. 18 yıl önce kesilen 187 liralık idari para cezasını ödemek isteyen Cinkarataş, faizi ile birlikte cezanın 4 bin 139,64 lira olduğunu öğrenince bir şok daha yaşadı.
18 YIL SONRA ORTAYA ÇIKAN CEZA
187 liralık cezayı 4 bin 139 lira olarak ödemek zorunda kalmasına tepki gösteren İsmet Cinkarataş, “Geçtiğimiz günlerde arabamı almak için İstanbul´dan bir kişi geldi. Konuştuk anlaştık. Sonra satışı yapmak isterken üzerimde bir borç çıktı. Benim normalde borcum yok. Daha sonra bu borcun nerede gözüktüğüne dair başvuruda bulundum. Borcun SGK´dan geldiğini öğrendim. Arabanın satışını yapamadığımdan dolayı, İstanbul´dan gelen alıcıyı bir gece otelde konaklattık. Daha sonra ise SGK´dan bu işin nasıl olduğuna dair bilgi almak için gittim. Orada da ayrı bir şok yaşadım. 1999 yılında SGK yetkililerinin bile tam olarak cevaplayamadığı bir nedenden dolayı 187 lira civarında bir cezam oluşmuş. Bu cezanın nasıl oluştuğuna dair kesin bir cevap yok. Tamam dedim ve bu parayı ödemek istedim. Ama sonrası ayrı bir şok. Orada bulunan yetkili bana cezanın katlandığını ve tam 4 bin 139 lira civarında bir bedel ödemem gerektiğini ifade etti” dedi.
BUNUN MANTIKLI BİR AÇIKLAMASI OLAMAZ
20 yıldır aynı evde oturduğunu ifade eden Cinkarataş, “Ben böyle bir şey olamayacağını kendilerine de dile getirdim. Çünkü bu borçtan benim haberim yok. O kuruma daha önce birçok kez gittim geldim ama bana bu borcun olduğunu hiç söylemediler. 1999 yılında tebligat göndermişler ama birisi benim yerime o tebligatı almış ve imzayı atmış. Ama o tebligat bana ulaşmadı. Ben 20 yıldır aynı evde ikamet ediyorum. Nasıl olurda bu tebligat bana ulaşmaz. Hadi bir tebligat gönderdiniz cevap gelmedi. Neden bir daha göndermediniz? Bana tebligatın ulaşmadığını söylediğimde ise orada bulunan görevli, ‘Gelmiştir ama belki muhtarlıkta kalmıştır´ diyor. Orada bulunan görevliye de söyledim. Benim size borcum olsa siz benden sadece bir sefer mi istersiniz dedim. Bu kurumla benim evimin arasında 100 metre var. Bu iş nasıl buraya geliyor anlamış değilim. Geçen sene de bir araba satışımız oldu. Peki bu 17 yıllık borç vardı da neden o zaman geçen sene çıkmadı? Yani bu işte bir gariplik var. Ben büyüklerimden bu konunun halledilmesi için destek bekliyorum. Gerekirse en üst mercilere kadar gideceğim. Tebligat benim elime ulaşmadan, kimsenin bilemediği bir borç katlanarak 4 bin TL´lere kadar yükselmiş. Bunun mantıklı bir açıklaması olamaz” şeklinde konuştu.
Son Güncelleme: 24.01.2017 17:22