1986 yılından itibaren 01-07 Ekim tarihleri arasında düzenlenen etkinliklerle kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası başladı. Kutlamalar bu yıl “Cami, Şehir ve Medeniyet” temasıyla gerçekleştirilecek.
İnegöl´de Camiler ve Din Görevlileri Haftası Sani Konukoğlu cami önünde düzenlenen program ile, İnegöl Tarihi Mehterinin seslendirdiği marşlar eşliğinde başladı. Saygı duruşu ve İstiklal marşı ile Kur´an-ı Kerim tilavetinin ardından programın açış konuşmasını yapan İnegöl Din Görevlileri Derneği Başkanı Recep Aydın, “İnsanın yaratılış gayelerinden biri de yeryüzünü imar etmektir. Allah, sizi yerden, topraktan yarattı ve sizden yeryüzünü imar etmenizi istedi buyurmuştur. Yeryüzünü imar eden bizlerin de imara ihtiyacı var. Kalpleri imar etme yerleri de camilerdir. Birlik, beraberlik ve kardeşliği pekiştirmek için camilere ihtiyaç vardır. Cami ve mescitler Müslümanların kalplerinin beslendiği, temizlendiği müstesna mekânlardır. Camilerimizin ne kadar önemli olduğunu bugün daha da iyi anlıyoruz. 15 Temmuz gecesi ezanlar susturulmak, vatan toprakları düşmanlara peşkeş çektirilmek istendiğinde camilerde okunan selâlar ile bu bela vatanımızdan def edilmiştir. Camilerimiz bu kadar önemliyken, ya bu camilerde hizmet eden imamlar, hocalar kimdir? İmam, arkasında duran cemaate ihtiyaç sahiplerinin dileklerini Allah´a arz ederek cemaat adına Allah´tan onların ihtiyaçlarını talep eder. Hoca, şeytan ile savaşta askerin önündeki komutandır. Halkımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum, köylerimizde, mahallelerimizde bu hizmetin içinde olan biri olarak biliyoruz ki binlerce insan var henüz imamla göz göze gelmemiş, hocasının elini sıkmamış… Hocanız ile tanışın, göz göze gelin, 5 dakikanızı ayırıp konuşun. Mesai arkadaşlarımın ne kadar donanımlı olduğunu göreceksiniz. Geliniz hep birlikte hocayı konuşmak yerine hocalarımızla konuşunuz” dedi.
‘CAMİ, ŞEHİR VE MEDENİYET´
İnegöl Müftüsü Kazım Güzel ise, “Bu seneki Camiler ve Din Görevlileri Haftasının teması ‘Cami, Şehir ve Medeniyet´tir. 1986 yılından bu yana kutladığımız bu hafta birçok konuyla gerçekleştirildi. Bu yıl bir başka mana ifade ediyor. İslam medeniyetinin 3 temel kavramı gündemimize taşınıyor. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ile başlayan ve bütün dünyayı kısa sürede etkileyen Medine´den medeniyete uzanan İslam düşüncesinin üç temel ögesi; şehir, medeniyet, cami… İslam´da şehrin, hayatın ve medeniyetin merkezinde cami vardır. Cami, inanç dünyasında toplumsal ilişkilere kadar kulluk, sorumluluk ve güzel ahlak bilincinin oluşmasını sağladığı kadar hukukun inşasının da ortaya konduğu, beşeri münasebetlerin tanzim edildiği, eğitimin verildiği yerdir. Peygamber Efendimizin, bizzat kendisinin çalıştığı ve inşa ettiği Kuba mescidi, medeniyete verdiği önemi gösterir. Cami ve mescitlerimiz aslında bir medeniyet inşa eden mekteplerdir. Kubbesiyle Müslüman yürekleri tevhit eden, minberi ve kürsüsü ile ilmi haykıran, mihrabıyla yüzleri ve gönülleri Allah´la buluşturan, minareleriyle şehirlerin şehadet parmağı olan camilerimiz medeniyet temsilcileridir. Cami, hem fiziki yapısıyla varlığı hem de fonksiyonlarıyla temsil ettiği değerlerin toplamıdır. Fiziki yapı olarak bakıldığında sanatın, sadelik ve huzur veren bir ortamda buluştuğu, maddenin manasıyla bütünleştiği mekânın adıdır. İslam inancının temellerini hatırlatan, İslam´ın mimari olarak ortaya çıkan değerlerinin bir bütün olarak teşkilidir. Caminin merkezi konumu sadece fiziki varlığıyla alakalı değildir, temsil ettiği değerlerin camiye ait her mekânın özel anlamlar taşımasıyla da geçerlidir. Tevhit ve kulluk camide idrak edilip yaşanmaktadır. En somut haliyle kulluğun yaşandığı yerler vahdetin inşa edildiği mekânlardır. Camide omuz omuza saf tutularak kılınan her namazda statülerin ortadan kaldırılması, eşitlik ve adaletin hayat tarzı haline getirilmesi cami şuurunun bir ifadesidir” dedi.
ŞEHİRLER CAMİDEN ALDIKLARI RUHLA BU İŞİ YAPARLAR
Müftü Güzel konuşmasını şöyle sürdürdü; “Camileri imar etmek Müslümanların görevi olduğu kadar yaradılış amacı, kulluk vesilesidir. Müslümanlar camilerin temsil ettiği tevhit, yardımlaşma, dayanışma gibi şuurları da toplumda yaşamak, idrak etmek, birlikte ortaya koymak adına camileri eğitim yuvası olarak görmek durumundadırlar. ‘Yeryüzü bana mescit kılınmıştır´ hadisi hem yeryüzünü mescit gibi temiz tutup kulluk mekânları haline getirmeyi ifade eder. Tarih boyunca Müslümanların evinden önce camisini inşa etme fikri, davasına olan bağlılığının ve medeniyetini yeryüzünde inşa etme fikrinin hayat bulmuş halidir. Caminin kattığı değerler şehrin huzur ve güveninin teminat altına alınmasını sağlar. Peygamber Efendimizin hicretle beraber oluşturduğu Mescid-i Nebi´de yetiştirdiği ashab-ı kiram saadeti meydana getiren ruhu inşa eden nesildir. Aynı neslin yetişmesi, cami medeniyetini anlamaktan geçer. İslam şehirlerin ruhunu cami merkezi ile ortaya koymaktadır. İslam düşüncesinde şehirlerin de ruhu vardır ve şehir o ruhu o mabetlerden elde edecektir. Şehirlerin ruhsuz kalması, insanların ruhsuz kalması kadar önemlidir. Şehirlerin ruhunu oluşturan mescitlerin Peygamber Efendimiz dönemindeki fonksiyonlarıyla hayata aktarılma zarureti vardır. Camilerimiz şehirlerin dokularına göre inşa edildiği kadar şehirlerimiz de camilerin ruhuyla yeniden inşa edilmelidir. Camiler medeniyettir, medeniyet inşa etmek isteyenler camilerin ruhuyla yeniden şehirleri imar ve inşa etmek durumundadır. Bu nedenle camiler imar etmek, şehirler imar etmek, camilerin ruhuyla şehirleri buluşturmak geleceği kurgulamak demektir. Camilerimizi yeniden ruhuyla beraber anlamaya, o ruhu şehirlere taşımaya, o şehirlerle yeniden medeniyeti imar etmeye mecburuz. Bu camilerde bu ruhu kazandıracak vaizlerimiz, imamlarımız ve müezzinlerimiz, yeniden şehrin ruhunu kazandırma adına camilerden şehre ruh üflemek zorundadır. Medeniyetler vardır şehirler kurar, şehirler vardır medeniyetler kurar. Şehitler vardır medeniyeti temsil eder ama bütün bu medeniyetler ve şehirler camiden aldıkları ruhla bu işi yaparlar. Aynı ruhun tüm şehirlerimizde yaşanması ve yaşatılmasını diliyorum.”
Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise, Camiler ve Din Görevlileri Haftası´nın hayırlar getirmesini temenni ederek, camiler ve din görevlileriyle olan anılarını paylaştı.
Duaların ardından katılanlara pilav-ayran ikram edildi.