İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırılara tepki göstermek amacıyla İnegöl İHH öncülüğünde dün yürüyüş düzenlendi. ‘Gazze’ye Destek’ adlı yürüyüşe katılanlar, İsrail aleyhine sloganlar atarak, kınadılar.
Sani Konukoğlu Camii önünde toplanan 150 kişiye yakın vatandaşın katıldığı yürüyüşte, ellerde pankartlarla, ‘Kafir İsrail, Gazze’den defol’, ‘İnegöl’den Gazze’ye selam, direnişe devam’, ‘Tek yol şehadet’, ‘Mehmetçik Gazze’ye’, ‘kahrolsun İsrail’ şeklinde sloganlar atılarak, Atatürk bulvarı üzerinden Atatürk anıtına kadar yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşe SP İlçe Başkanı Ertan Sütçü ve bazı yönetim kurulu üyeleri de katılarak destek verdiler.
"İSLAM DÜNYASINI HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ"
Anıt önünde bir basın açıklaması yapan İnegöl İHH Başkan Yardımcısı Burak Kılınç, “Doğu Türkistan'da mübarek Ramazan ayında Müslüman Uygur Türklerinin yaşadıkları zulüm ve Irak'ta, IŞİD ile yerel silahlı militanların oluşturduğu güçler tarafından, Musul'un ele geçirilip 350 bin Türkmen'in Kuzey Irak'a sığınmasıyla ortaya çıkan mağduriyet ve Gazze için başta Türkiye olmak üzere, İslam dünyasını harekete geçmeye çağırıyoruz. İsrail işgal rejiminin 7 Temmuz 2014 tarihinde başlattığı hava saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı her geçen gün artarken, Gazze'de zaten kötü olan insani durum dayanılamaz boyutlara ulaştı. Siyonist terör örgütü İsrail gece yarısı 8 bin kişilik caniler sürüsüyle karadan, denizden ve havadan olmak üzere Gazze'ye saldırarak yeni bir katliam sürecine başladı. Uçaklarının, tanklarının, zırhlı araçlarının ve sekiz bin kişilik caniler sürüsünün başarısından endişe içinde olan Siyonist terör örgütü İsrail ayrıca 18 bin yedek caniyi de göreve yani katliama ortak olmaya çağırmış” dedi.
ÖLÜ SAYISI SÜREKLİ ARTIYOR
Havadan, denizden ve karadan gelen saldırılarda hayatını kaybedenlerin yüzde 80'lik bölümünün sivillerden oluştuğuna dikkat çeken Kılınç, “İsrail, vurulan ya da zarar gören evlerin Hamas tarafından roket fırlatılan yerler olduğunu ileri sürse de, bölgedeki Birleşmiş Milletler ve İHH kaynakları, vurulan bölgelerin büyük bölümünün roket atışıyla ilgisi olmayan evler olduğunu teyit ediyor. Örneğin; Gazze'nin doğusunda emniyet müdürünün evine atılan bomba, aynı aileden 6'sı çocuk, 3'ü kadın olmak üzere 18 sivili katletmiş birçok kişi yaralanmıştı. Sivillerin yaşadığı bilindiği halde evlerin bombalanması, İsrail'in sivil ölümler konusunda kasti ateş ettiğini ortaya koyuyor. İşgal rejiminin ayrım gözetmeden attığı bombalar sebebiyle, uluslararası hukukun ihlal edildiğini belirten hukukçular, ölçüsüz güç kullanımının insanlığa karşı suç kapsamına girdiğini belirtiyorlar. Şu ana kadar sivil Filistinlilere ait binden fazla ev yerle bir edildi. Ölü sayısı sürekli artarken, yaralıların sayısı iki bine yaklaştı. Bulundukları bölgeden zaten mülteci durumunda olan binlerce Filistinli başka bölgelere göç ederek ikinci ya da üçüncü kez mülteci konumuna düştü. BM Mülteciler Temsilcisi'ne göre kuzey Gazze'de en az 16 bin kişi yaşadıkları mahalle ve evleri terk ederek BM'ye ait okullara sığınmış durumda. İsrail saldırılarında sadece insanlar değil, geride kalanların hayatta kalmasını sağlayacak tesisler de hedef alınıyor. Örneğin bazı şehirlere temiz içme suyu veren tesislerin vurulması sonucunda yaz sıcağında ciddi bir su sıkıntısı yaşanıyor. Gazze nüfusunun en az üçte biri temiz içme suyundan mahrum. Alternatif olarak belediye yetkilileri ulaşımın kolay olduğu su kuyularından istifade etmeye çalışıyorlar. Bölgedeki kaynaklara göre en az 350 bin kişi su sıkıntısı ile karşı karşıya. Elektrik hatlarının vurulması sonucunda özellikle Gazze bölgesinin kuzey kesimlerine elektrik verilemiyor. Bu da bölgedeki birçok tesis ve hastanenin hayati cihazlarının çalışmasında aksamalara neden oluyor. Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre şu ana kadar saldırılarda 8 tane sağlık tesisi ile 4 ambulans vuruldu. Hava saldırılarında bir doktor hayatını kaybederken, 19 sağlık çalışanı ağır yaralı. Vurulan yerlere yakın civarda bulunan 66 okul da hasar gördü. Okulların tatilde olması can kaybı riski barındırmasa da, tamiratlarının büyük bir külfet olacağı düşünülüyor. Yine insanların geçimini temin ettiği birçok dükkan yerle bir olurken, balıkçılık için kullanılan 32 tekne de imha edildi” diye konuştu.
"İSRAİL İLE İLİŞKİLERİNİ SÜRDÜREN ÜLKELER, KATLİAMDAN SORUMLUDUR"
Kılınç konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bölgedeki İHH ofisinin verdiği bilgilere göre Gazze'nin şu an acil ihtiyaç hissettiği başlıca kalemler ilaç ve gıda. Bölgenin bir diğer ihtiyacı binden fazla yaralının acilen tedavi amacıyla başka ülkelere sevkiyle ilgili. Bu yaralıların bir bölümünün Gazze'deki hastanelerde tedavisi mümkün olmadığından uluslararası bir destek ile ülke dışına çıkarılmaları zorunlu görünüyor. Bunun için Mısır'daki darbe idaresinin ikna edilmesi gerekiyor. Evleri tamamen yerle bir edilen en az 6 bin kişi ile evleri oturulamayacak derecede hasar gören 8 bin 500 kişinin de acilen barınma ihtiyacı bulunuyor. Bunların yanı sıra yaklaşık 48 bin kişi, kapı ve camları kırık olan hafif hasarlı evlerde yaşadığından evlerinin tadilata ihtiyacı bulunuyor. Şu an ailelerini kaybeden 25 bin çocuğun acilen maddi ve psikolojik desteğe ihtiyacı bulunuyor. Siyonist terör örgütü İsrail'in tüm birimleriyle, tüm yetkilileriyle pılını pırtını toplayıp Türkiye topraklarını terk etmesini istiyoruz. Terör örgütü İsrail ile yapılan tüm ticari anlaşmaların ebediyen tekrarlanmamak üzere yırtılıp atılmasını istiyoruz. Terör örgütü İsrail Ankara'dan kovulmadan Filistin'deki işgale son vermeyecektir. Terör örgütü İsrail İstanbul'dan kovulmadan Filistin'deki işgale son vermeyecektir. Hükümetten, TBMM'den, milletvekillerinden herhangi bir vatandaşın göstereceği tepkiyi göstermelerini beklemiyoruz. Daha etkili ve sonuca giden adımlar atmasını istiyoruz. İslam ülkelerine sesleniyoruz, Terör devleti İsrail ile ilişkilerini sürdüren her ülke bu katliamdan sorumludur.”
Topluluk, konuşmanın ardından yapılan duayla birlikte dağıldı.
Sani Konukoğlu Camii önünde toplanan 150 kişiye yakın vatandaşın katıldığı yürüyüşte, ellerde pankartlarla, ‘Kafir İsrail, Gazze’den defol’, ‘İnegöl’den Gazze’ye selam, direnişe devam’, ‘Tek yol şehadet’, ‘Mehmetçik Gazze’ye’, ‘kahrolsun İsrail’ şeklinde sloganlar atılarak, Atatürk bulvarı üzerinden Atatürk anıtına kadar yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşe SP İlçe Başkanı Ertan Sütçü ve bazı yönetim kurulu üyeleri de katılarak destek verdiler.
"İSLAM DÜNYASINI HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ"
Anıt önünde bir basın açıklaması yapan İnegöl İHH Başkan Yardımcısı Burak Kılınç, “Doğu Türkistan'da mübarek Ramazan ayında Müslüman Uygur Türklerinin yaşadıkları zulüm ve Irak'ta, IŞİD ile yerel silahlı militanların oluşturduğu güçler tarafından, Musul'un ele geçirilip 350 bin Türkmen'in Kuzey Irak'a sığınmasıyla ortaya çıkan mağduriyet ve Gazze için başta Türkiye olmak üzere, İslam dünyasını harekete geçmeye çağırıyoruz. İsrail işgal rejiminin 7 Temmuz 2014 tarihinde başlattığı hava saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı her geçen gün artarken, Gazze'de zaten kötü olan insani durum dayanılamaz boyutlara ulaştı. Siyonist terör örgütü İsrail gece yarısı 8 bin kişilik caniler sürüsüyle karadan, denizden ve havadan olmak üzere Gazze'ye saldırarak yeni bir katliam sürecine başladı. Uçaklarının, tanklarının, zırhlı araçlarının ve sekiz bin kişilik caniler sürüsünün başarısından endişe içinde olan Siyonist terör örgütü İsrail ayrıca 18 bin yedek caniyi de göreve yani katliama ortak olmaya çağırmış” dedi.
ÖLÜ SAYISI SÜREKLİ ARTIYOR
Havadan, denizden ve karadan gelen saldırılarda hayatını kaybedenlerin yüzde 80'lik bölümünün sivillerden oluştuğuna dikkat çeken Kılınç, “İsrail, vurulan ya da zarar gören evlerin Hamas tarafından roket fırlatılan yerler olduğunu ileri sürse de, bölgedeki Birleşmiş Milletler ve İHH kaynakları, vurulan bölgelerin büyük bölümünün roket atışıyla ilgisi olmayan evler olduğunu teyit ediyor. Örneğin; Gazze'nin doğusunda emniyet müdürünün evine atılan bomba, aynı aileden 6'sı çocuk, 3'ü kadın olmak üzere 18 sivili katletmiş birçok kişi yaralanmıştı. Sivillerin yaşadığı bilindiği halde evlerin bombalanması, İsrail'in sivil ölümler konusunda kasti ateş ettiğini ortaya koyuyor. İşgal rejiminin ayrım gözetmeden attığı bombalar sebebiyle, uluslararası hukukun ihlal edildiğini belirten hukukçular, ölçüsüz güç kullanımının insanlığa karşı suç kapsamına girdiğini belirtiyorlar. Şu ana kadar sivil Filistinlilere ait binden fazla ev yerle bir edildi. Ölü sayısı sürekli artarken, yaralıların sayısı iki bine yaklaştı. Bulundukları bölgeden zaten mülteci durumunda olan binlerce Filistinli başka bölgelere göç ederek ikinci ya da üçüncü kez mülteci konumuna düştü. BM Mülteciler Temsilcisi'ne göre kuzey Gazze'de en az 16 bin kişi yaşadıkları mahalle ve evleri terk ederek BM'ye ait okullara sığınmış durumda. İsrail saldırılarında sadece insanlar değil, geride kalanların hayatta kalmasını sağlayacak tesisler de hedef alınıyor. Örneğin bazı şehirlere temiz içme suyu veren tesislerin vurulması sonucunda yaz sıcağında ciddi bir su sıkıntısı yaşanıyor. Gazze nüfusunun en az üçte biri temiz içme suyundan mahrum. Alternatif olarak belediye yetkilileri ulaşımın kolay olduğu su kuyularından istifade etmeye çalışıyorlar. Bölgedeki kaynaklara göre en az 350 bin kişi su sıkıntısı ile karşı karşıya. Elektrik hatlarının vurulması sonucunda özellikle Gazze bölgesinin kuzey kesimlerine elektrik verilemiyor. Bu da bölgedeki birçok tesis ve hastanenin hayati cihazlarının çalışmasında aksamalara neden oluyor. Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre şu ana kadar saldırılarda 8 tane sağlık tesisi ile 4 ambulans vuruldu. Hava saldırılarında bir doktor hayatını kaybederken, 19 sağlık çalışanı ağır yaralı. Vurulan yerlere yakın civarda bulunan 66 okul da hasar gördü. Okulların tatilde olması can kaybı riski barındırmasa da, tamiratlarının büyük bir külfet olacağı düşünülüyor. Yine insanların geçimini temin ettiği birçok dükkan yerle bir olurken, balıkçılık için kullanılan 32 tekne de imha edildi” diye konuştu.
"İSRAİL İLE İLİŞKİLERİNİ SÜRDÜREN ÜLKELER, KATLİAMDAN SORUMLUDUR"
Kılınç konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bölgedeki İHH ofisinin verdiği bilgilere göre Gazze'nin şu an acil ihtiyaç hissettiği başlıca kalemler ilaç ve gıda. Bölgenin bir diğer ihtiyacı binden fazla yaralının acilen tedavi amacıyla başka ülkelere sevkiyle ilgili. Bu yaralıların bir bölümünün Gazze'deki hastanelerde tedavisi mümkün olmadığından uluslararası bir destek ile ülke dışına çıkarılmaları zorunlu görünüyor. Bunun için Mısır'daki darbe idaresinin ikna edilmesi gerekiyor. Evleri tamamen yerle bir edilen en az 6 bin kişi ile evleri oturulamayacak derecede hasar gören 8 bin 500 kişinin de acilen barınma ihtiyacı bulunuyor. Bunların yanı sıra yaklaşık 48 bin kişi, kapı ve camları kırık olan hafif hasarlı evlerde yaşadığından evlerinin tadilata ihtiyacı bulunuyor. Şu an ailelerini kaybeden 25 bin çocuğun acilen maddi ve psikolojik desteğe ihtiyacı bulunuyor. Siyonist terör örgütü İsrail'in tüm birimleriyle, tüm yetkilileriyle pılını pırtını toplayıp Türkiye topraklarını terk etmesini istiyoruz. Terör örgütü İsrail ile yapılan tüm ticari anlaşmaların ebediyen tekrarlanmamak üzere yırtılıp atılmasını istiyoruz. Terör örgütü İsrail Ankara'dan kovulmadan Filistin'deki işgale son vermeyecektir. Terör örgütü İsrail İstanbul'dan kovulmadan Filistin'deki işgale son vermeyecektir. Hükümetten, TBMM'den, milletvekillerinden herhangi bir vatandaşın göstereceği tepkiyi göstermelerini beklemiyoruz. Daha etkili ve sonuca giden adımlar atmasını istiyoruz. İslam ülkelerine sesleniyoruz, Terör devleti İsrail ile ilişkilerini sürdüren her ülke bu katliamdan sorumludur.”
Topluluk, konuşmanın ardından yapılan duayla birlikte dağıldı.
Genç Gazete
Son Güncelleme: 19.07.2014 04:06