Türk Lirasının Dolar karşısında değer kaybetmesinin ardından hükümet bir dizi ekonomik tedbir aldı. Bu anlamda kamu kurum ve kuruluşlarına sözleşmeleri TL ile yapma zorunluluğu getirildi. TMSF alacaklarını ve ödemelerini TL ile yapacak. İhracatçılar da Merkez Bankası'ndan döviz alarak yaptıkları satışın ardından geri ödemelerini TL olarak yapacak.
TEDARİKÇİLERE ÇAĞRIDA BULUNDU
Konu ile ilgili açıklama yapan TİM Yönetim Kurulu Üyesi, İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı, Mobilya Sanayicileri ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, “İnegöl bir ihracat kenti. Dış ticaret fazlası veren bir şehiriz. Mobilyacımız bu konuda üzerine düşeni zaten yapıyor. Sektörümüzdeki tedarikçilerimiz ürünlerini ithalatla yani dolar üzerinden alıyor. Sektör olarak özellikle tedarikçilerimizden istirhamımız hem bize katkı ve destek vermeleri anlamında hem de Türkiye’nin uyguladığı politikaya katkı sağlamak için artık bize TL üzerinden fiyat vermelerini talep ediyoruz. Artık her şeyi yol, köprü ücretlerini dahi TL üzerinden hesaplanması lazım. Yerel birimlerle paranın konuşulduğu bir dönemde Türkiye’nin bu kadar başarılı bir dış politika yürüttüğü bir dönemde, dünya 5’ten büyüktür dediği bir ortamda, 2023 ve 2071 hedeflerinin konuşulduğu bir dönemde artık TL’yi sadece kendi içinde değil, uluslararası platformlarda da kabul ettirmemiz gerekiyor. Bu konuda hükümetin aldığı tedbirleri sonuna kadar destekliyoruz. Aynı zamanda da tedarikçilerimiz mobilya sektöründe verdikleri dolar fiyatlarını artık TL olarak vermelerini talep ediyoruz. Özellikle bütün mobilyacı esnafından isteğim şu; tedarikçilerinden dolar değil, TL üzerinden fiyat istemeleridir” dedi.
DÖVİZİNİ BOZDUR VE YERLİ ÜRÜN KULLAN
“Dövizini bozdur ve yerli ürün kullan” çağrısı yapan Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Metin Anıl ise, ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz arttırma kararına bağlı olarak, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere tüm dünyada ABD dolarının fiyatının arttığını söyledi. Donald Trump'un ABD Başkanı seçilmesi ile de dünya piyasalarında dalgalanma yaşandığına vurgu yapan Anıl, bu gelişmelerin Türkiye'deki ekonomik hayatı da etkilediğini söyledi. Yaşanan gelişmeler üzerine Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı yapılarak ekonomi kurmayları tarafından mevcut durumun masaya yatırıldığına dikkat çeken Başkan Anıl, bu toplantıda alınan kararlar sonrasında dövizdeki hızlı yükselişin durduğunu belirterek, “Ekonomi kurmayları bir takım tedbirler alarak piyasalara olumlu yönde müdahale ediyorlar. Bu konuda iş dünyasına ve vatandaşlarımıza da önemli sorumluluklar düşüyor. Hep birlikte hareket ederek bu olumsuzluğu gidereceğiz" dedi.
VATANDAŞLAR YERLİ MALI ALMALI
İş dünyasının mümkün olduğu kadar TL ile alışveriş etmeleri gerektiğini ve üretimde de mümkün olduğu kadar yerli malı kullanılmasının yaşanan soruna önemli bir çare olacağına dikkat çeken Anıl, “Burada vatandaşlarımıza da önemli bir görev düşüyor. Halkımız birikimlerini TL ve altın olarak değerlendirirlerse, ellerindeki dövizleri piyasaya sürrelerse dolar diğer yabancı para birimlerinin fiyatı önemli ölçüde düşer” diye konuştu. Vatandaşlardan yerli malı almalarını da isteyen Metin Anıl, Türkiye'de üretilen ürünlerin katma değerinin Türkiye'de kalacağını, böylece kronik bir sorun haline gelen cari açığın büyük ölçüde kapanacağını ve ülke ekonomisinin güçleneceğini de sözlerine ekledi.
ALINAN KARARLARI DESTEKLİYORUZ
Hükümetin aldığı tedbirleri desteklediklerini belirten İnegöl Mobilya Sanayicileri Derneği (İMOS) Başkanı Yavuz Uğurdağ ise, “Son dönemde dolarda ciddi bir yükseliş hakim. Tabi ki bu yükseliş özellikle bizim ham madde girişinde etkili oluyor. Ama şunu da ifade etmek gerekiyor ki, doların değerlenmesi bizim Türkiye iç dinamikleriyle alakalı bir konu değil. Ciddi anlamda dışarıdan gelen müdahalelerle ve alınan kararlarla ilgili bir yükselme söz konusu. Bu noktada bizim de iç dinamiklerle ciddi tedbirler almamız gerekiyor. Bu tedbirleri hükümetiz kısmen almaya çalışıyor. Ama şunu da ifade etmek gerekiyor ki, dolar sadece TL bandında değer kazanmadı. Frank, Sterlin, Euro karşısında da değer kazandı. Son dönemde bu para birimlerinin dolar karşısında kaybettiği değer yüzde 35’leri buldu. Bu bağlamda TL’de dolar karşısında değer kaybetmiş oldu. İnşallah hükümetimiz aldığı tedbirlerle, uyguladığı politikalarla doların yükselişini bir nebze olsun durdurur diye düşünüyoruz. Şuanda katılıyoruz; piyasa kendi açısından dolar dengesini kurabilir ama dış müdahaleler bu noktada bizi engelliyor olabilir. Bu noktada da hükümetimize katılıyoruz. Hükümetimizin bu noktada aldığı ödemelerin TL üzerinden yapılması gibi bir karar var. Bu da çok ciddi bir karar. Bununda en azından doların yükselişini engelleyecek bir karar olarak düşünüyoruz. İnşallah hükümetimiz özellikle piyasa ödemelerini TL üzerinden hesaplayarak alır. Bu sayede piyasaya pozitif açıdan katkı sağlar diye düşünüyoruz” dedi.
İÇ PİYASA HAREKETLENMELİ!
Mobilya sektörü açısından doların yükselmesinin ham madde fiyatlarını etkilediğini ifade eden Uğurdağ, “Birçok ham maddemizin fiyatı dolar üzerinden hesaplanıyor. Aslında artık bu noktadan sonra bundan feragat edip, hesaplarını ve fiyatlarını TL üzerinden bize yansıtmaları gerekir diye düşünüyorum. Çünkü onlarda nispeten hesap yaparken yanılıyorlar. Ve özellikle biz üretirken dolar fiyatı sabit olmadığı için bizde çok yanılgıya düşünüyoruz. Maliyetlerimizi yaparken, net bir maliyete ulaşamıyoruz. Aslında bu çok önemli. Doların yükselişini piyasa kendi içinde süspanse edebilir. Biz özellikle şuna dikkat ediyoruz; işler piyasada iyi olduğu müddetçe, üretim ve satış ciddi manada artış gösterirse doların yükselmesi veya düşmesi fazla etki yapmaz. Önemli olan piyasada işin olması. İç talepte daralma var. Ben özellikle bundan çekiniyorum. Bu daralmanın bir an önce sonuçlanıp, üretime katkı sağlayacak seviyelere gelmesi lazım ki, bu spekülatif yükseliş ve düşüşlerden çok fazla etkilenmeyelim. Son bir aydır iç piyasada bir daralma ve tüketimde bir azalma mevcut. Bu bizim işlerimize de yansıyor. İnşallah biran önce iç piyasadaki daralma pozitif yönde değişir. Mobilya sektörümüzde ihracat ayağı da var. Bunu her zaman dile getirdik. Yeni hedefler, yeni pazarlar bulmamız gerekiyor. Bu noktada biz mobilya sektörü olarak dar bir çerçevede kaldık. Özellikle Kuzey Afrika, Ortadoğu bölgesindeki ülkelere ihracatımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu bölgelerdeki siyasi ve ekonomik krizlerde bizi net bir şekilde etkiliyor. Bütün amacımız bizim ihracat yapmış olduğumuz ülkelerin çeşitliliğini sağlamak. Böylece riskimizi paylaşmış ve dağıtmış olarak ihracat yapmak istiyoruz. İnşallah bunu İnegöl mobilyacısı olarak başarırsak, hem diğer kıtalara, diğer ülkelere ihracat yaparız. İç piyasadaki durgunluk inşallah önümüzdeki aylarda sona erecektir. Bu da bizi biraz daha soluklandıracaktır” şeklinde konuştu.
Son Güncelleme: 30.11.2016 11:08