İnegöl Belediyesi’nin Küresel Araştırma ve Düşünce Merkezi (GRTC) işbirliğinde 11-12 Kasım tarihlerinde gerçekleştirdiği “Türkiye Tarımı Konuşuyor” konulu çalıştay sona erdi. Pazar günü çalıştayın kapanış toplantısında 18 saatlik istişarelerin sonuçları açıklanırken, bunlar arasında yer alan “Her bir köy bir ticari işletme (kooperatif vb.) gibi ele alınmalı ve o köyde bulunan tüm çiftçiler bu ticari işletmenin ortakları olmalı, bu yapının içerisinde muhtar, ziraat mühendisi, veteriner hekimi ve kaymakamlık temsilcisi yer almalıdır” maddesi dikkat çekti.
İnegöl Belediyesi, Küresel Araştırma ve Düşünce Merkezi (GRTC) işbirliği ile ülke tarımının ele alındığı 2 günlük bir çalıştay düzenledi. 11-12 Kasım tarihlerinde Marrion Hotelde yapılan “Türkiye Tarımı Konuşuyor” konulu çalıştaya; Türkiye’nin farklı üniversitelerinden akademisyenler, alanında uzman isimler ve tarım sektörünün temsilcileri katılım sağladı. 18 saati bulan istişareler sonucunda ülke tarımının sorunları ve çözüm önerileri üzerinde sonuçlara varıldı.
ÜLKEMİZDEKİ TÜM YAPILANMA YENİDEN İNŞA EDİLİYOR
Pazar günü çalıştayın sona ermesinin ardından çalıştay sonuç bildirgesinin okunduğu ve katılımcılara belge ve hediyelerinin takdim edildiği bir tören düzenlendi. Belediye Başkanı Alper Taban ile Başkan Yardımcısı Eşref Yiğit ve AK Partili yöneticilerin de katıldığı törende, GRTC Genel Başkanı Mustafa Önsay bir konuşma yaptı. 2 günlük çalıştayı tamamladıklarını ifade eden Önsay, “Bu çalıştayda hakikaten ülkemizin en önemli konularından ve en önemli problemlerinden biri olan tarımı pek çok yönüyle ele almaya çalıştık. Malum olduğu üzere Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişimizle birlikte 16 Nisan referandumundan sonra ülkemizdeki tüm yapılanma, tüm kademeleri ile yeniden inşa edilecek. Bununla ilgili mecliste uyum yasaları olsun, sonraki süreçte pek çok yasa olsun çıkarılacak. Bu bağlamda, geçtiğimiz bütün zaman diliminde sektörler içerisinde elde ettiğimiz her tecrübe mutlaka çok kıymetli. Bunun yanında dünyadaki benzer uygulamaları tekrar elden geçirmek, bizim sahip olmadığımız bir takım avantajlar varsa onları ülkemizde değerlendirmek, daha önce var olan fakat sonradan terk ettiğimiz, bugün de uygulanabilir olan tarihimizden gelen pek çok uygulamalar tüm alanlarda olduğu gibi tarımda da tekrar elden geçirilmesi gerekiyor” dedi.
KİTAP HALİNE GETİRİLECEK
Türkiye’de böyle bir çalıştayın ilk kez yapıldığını da vurgulayan Önsay, “Buraya gelen akademisyen hocalarımız, bürokratlar, Tarım Bakanlığı’ndan yetkililer, sivil toplum örgütlerinden katılanlar, bütün bunlar tarımın bundan sonraki süreçte bu yeni yapılanma içerisinde nasıl yer alabileceği ile ilgili 2 gün boyunca 18 saati bulan bir tartışma ortamı gerçekleştirildi. Bu çalışma sonucunda az sonra aktaracağımız sonuçlara ulaştık. Fakat ulaşılan sonuçlar ve elimizdeki bilgiler sizlere aktarılacak sonuç bildirgesinden çok daha fazla. Bugün daha genel ifadeleri içeren bir takım başlıkları sizlerle paylaşacağız. 1-2 aylık sürecin ardından biz bu sonuçları detaylarıyla bir kitap halinde Türkiye’nin önüne, karar alıcıların önüne bir teklif olarak sunmayı planlıyoruz. Bu çalıştayın yapılma sürecinde bizlere destek ve katkı veren başta İnegöl Belediye Başkanımız Alper Taban olmak üzere tüm emek verenlere, İnegöl Belediyesi’ne, belediye çalışanlarına teşekkürü bir borç biliyoruz. Yine ülkemizin dört bir yanından gelerek bu davete katılan akademisyenlerimize, bürokratlarımıza teşekkür ediyoruz. İnşallah bundan sonraki süreçlerde ülkemizin önemli konularını Küresel Araştırma ve Düşünce Merkezi olarak ele almayı sürdüreceğiz. Bütün bu yapılanmanın hayırlara vesile olmasını, ülkemize ve milletimize katkı vermesini temenni ediyoruz” diye konuştu.
ELİMİZDEKİ CEVHERİN FARKINDA OLMAK DURUMUNDAYIZ
Mustafa Önsay’ın ardından Belediye Başkanı Alper Taban’da bir konuşma yaptı. Türkiye Tarımı Konuşuyor başlığı altında 2 gün boyunca İnegöl’de tarımı konuştuklarını kaydeden Taban, “Dolayısıyla bu şehrin yöneticileri olmamız hasebiyle bu çalıştayın İnegöl’de yapılmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Biz şehrimizi tanıtmak, parlatmak, var olan elimizdeki değerleri en iyi şekilde işlemek durumundayız. Elimizdeki cevherlerin farkında olmak durumundayız” dedi.
“İNEGÖL OLARAK BU İŞİN NERESİNDE OLDUĞUMUZU GÖRMEMİZ LAZIM”
Çalıştaydan bazı sonuçlar çıkacağını ve bu bildirgenin İnegöl Belediyesi tarafımızdan da irdeleneceğini belirten Taban, “Burada ülkemizin tarım politikalarına yön verecek sonuçlar da elde edilmiş olacak ama biz İnegöl’de tarımla alakalı neler yapabiliriz, İnegöl olarak bu işin neresindeyiz bunu görmemiz lazım. Konunun tarafları zaten buradaydı. Çok değerli hocalarımız geldiler sağ olsunlar tek tek bu konuları değerlendirdiler. İnşallah ben buradan çok hayırlı ve olumlu sonuçlar çıkacağını düşünüyorum. İstişarede fayda var. Çünkü herkes bir köşede kendi kafasından bir şeyler söylüyor. Bunları bir havuzda topladığımızda bunların hangisinin faydalı, hangisinin faydasız olacağı noktasında incelendiğinde en hayırlı sonuçlara varılacaktır. Dolayısıyla burada bu sürece katkı sunan en başta değerli akademisyenlerimize, Küresel Araştırma ve Düşünce Merkezi’nin değerli ekibi ve yöneticilerine, çok değerli İnegöl’den katılan yöneticilerimize ve belediyemizin ekiplerine de teşekkür ediyorum. İnşallah hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerinde bulundu.
ÇALIŞTAYIN SONUÇ BİLDİRGESİ
Konuşmaların ardından, çalıştay katılımcılarına üzerinde İnegöl Belediyesi’nin değerlerinin yer aldığı çini takdim edilirken, yeni Türkiye’nin tarım politikalarını ele alan çalıştayın sonuç bildirgesi de okundu. 12 maddelik bildirgede şu ifadeler yer aldı:
1- Yeni Türkiye’nin inşasında tarım alanına yönelik politikalarda öncelikle çiftçi ve üretici ayrımı yapılmalıdır. Destekleme politikaları ortaya konulurken bu ayrıma dikkat edilmelidir.
2- Çiftçilik sadece tarımın değil toplumun tüm alanlarının etkileşim içinde bulunduğu bir yapıdır. Bu yapıya yönelik yatırımlarda sosyal devlet anlayışı öncelenmelidir.
3- Devletin diğer kurumlarında olduğu gibi tarımda da bürokratik hantallık ve alan-yetki çatışması her türlü verimin önündeki en büyük engeldir.
4- Yeni Türkiye politikalarında tarım; çiftçi, köy, ilçe, il, bölge ve ülke sıralaması içerisinde ele alınmalıdır.
5- Her bir köy bir ticari işletme (kooperatif vb.) gibi ele alınmalı ve o köyde bulunan tüm çiftçiler bu ticari işletmenin ortakları olmalı, bu yapının içerisinde muhtar, ziraat mühendisi, veteriner hekimi ve kaymakamlık temsilcisi yer almalıdır.
6- Tarımsal planlamada havzaları esas alan bölgesel kararlar; ülkenin çıkar ve menfaatleri göz önünde bulundurularak, Bakanlık tarafından alınmalıdır. Havzalarda yapılacak üretimin süreci yerel unsurlarca kararlaştırılmalıdır. Merkezi yönetim planlama ve denetim açısından sorumlu olmalı, saha yerel aktörler tarafından yönetilmelidir.
7- Tarımsal veri istatistiklerinin bazı alanlarda gerçeği yansıtmadığı için bu alanla ilgili detaylı çalışmalar yapılmalıdır.
8- Bitkisel üretimde stratejik ürünler (fındık, çay, şekerpancarı, pamuk vb.) tespit edilerek, her bir ürün için bakanlık bünyesinde stratejik sorumlu (süpervizör) tayin edilmelidir.
9- Ülkemizde kırmızı et açığının kapatılması için koyunculuğun geliştirilmesi ve mera ıslah çalışmaları eşzamanlı olarak hayata geçirilmelidir.
10- İlköğretim okullarından başlamak üzere müfredata tarım, gıda ve hayvancılık ile ilgili bilgiler veren uygulamalı dersler konulmalıdır.
11- Kırsal kesimdeki genç nüfusun evlenebilmek için tarım ve hayvancılığı terk ederek kente göç ettiği bir gerçek olup, bu sosyal problemin ortadan kaldırılması adına Tarım Bakanlığı ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı ortaklaşa çalışmalar yapmalıdır.
12- Tarımsal desteklemelerin etkin ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi, izlenebilmesi ve etki değerlendirme analizlerinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için desteklemeler Bakanlıktan bağımsız bir kurum tarafından tek elden verilmelidir.