Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Başkanlığı tarafından İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) toplantı salonunda “Ekonomi” konulu konferans düzenlendi.
Konferansın konuşmacısı CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Lale Karabıyık, Türkiye´nin güven sorunu yaşadığını belirterek, “7 Haziran ile 1 Kasım arasında bu güven sıkıntısı oldukça arttı” dedi.
Toplantıya CHP İlçe Başkanı Halil Büyükışıklar ve yönetim kurulu üyeleri, Gençlik ve Kadın Kolları Başkan ve yöneticileri ile partililer ve işadamları katıldı.
CHP´DEN KONFERANSLAR SERİSİ
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı´nın okunmasının ardından programın açış konuşmasını yapan CHP İlçe Başkanı Halil Büyükışıklar, “CHP olarak tüm İnegöl´ü, halkımızı kucaklayabilmek adına İnegöl´ün ekonomik yapısını göz önünde bulundurarak, bu konferansı düzenlemiş bulunuyoruz. Bundan sonraki süreçte konferanslarımız vekillerimizin ve akademisyenlerimizin uzmanlık alanları ölçüsünde devam edecek. 1-1,5 ay gibi kısa bir süre içerisinde Orhan Sarıbal Vekilimiz ile birlikte Tarım ve Hayvancılık üzerine bir konferans düzenleyeceğiz. Yine onu takip eden süreçte Prof. Dr. Hasan Ertürk hocamıza Kentsel Dönüşüm ve Çevre konulu bir konferans verdireceğiz. Akabinde Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları ile ilgili konferansımız olacak. Bizler İnegöl´ün Türkiye ekonomisine katkısının farkındayız. İnegöl, birçok kentten daha fazla dış ticaret hacmine ve potansiyeline sahiptir. Mobilya, tarım, oylat, köftemiz, hepsi bizim için çok değerli. Burada Türkiye´nin sıcak gündeminde ekonomi ve plan bütçe söz konusu. Sayın Vekilimiz 25 kişilik Plan ve Bütçe Komisyonu´nda Türkiye´nin ekonomik apısı ile ilgili ve merak edilen asgari ücret ve dış ticaretler gibi birçok konuda bilgiye sahip. Davetimizi kırmadılar, İnegöl sanayicimize ve işadamlarımıza bilgi vermek üzere buraya geldiler. Sanayide tehlikeli atıklar ile ilgili söylediğimiz olay gerçekleşti. Zaten kirli bir havası olan İnegöl´de sanayicimiz atıklarını atacak yer bulamadıkları için yanıcı maddelerin olduğu bölgelerde kendi atıklarını imha yoluna gitmişler. Bunların tekrar yaşanmamasını istiyoruz” dedi.
TÜRKİYE´NİN KENDİ İÇERİSİNDE DE BİR TAKIM RİSKLERİ SÖZ KONUSU
Bir seçim sürecinden geçildiğini ifade eden konferansın konuşmacısı CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Lale Karabıyık ise, “Küresel ortamda da bir takım sorunlar söz konusu oldu. Bu sorunlar Türkiye´yi etkiliyor ama Türkiye´nin kendi içerisinde de bir takım riskleri söz konusu. Küresel risklerden bir tanesi kur riski, piyasalardaki çalkantılar. Bunu grip mikrobu gibi görün. Bünyeniz sağlamsa kolay atlatıyorsunuz. Bünyeniz zayıf ve sizde de bir takım sıkıntılar varsa ağır hastalanabiliyorsunuz. Küresel bir takım sıkıntılar var ama sizin de piyasanızda hem ekonomik hem siyasal istikrarsızlıklar, sorunlar, kaoslar olduğu zaman dışarıdan gelen yansımaların etkisinde daha fazla kalabiliyorsunuz. Dışarıdan gelen olumsuz yansımalar yok değil ama bunlardan daha az etkilenecekken bir takım sorunlar nedeniyle daha çok etkileniyor ve diğer ülkelerden ayrışabiliyoruz. Böyle bir süreç içerisindeyiz. Ben bir ekonomistim, bu bazda bakıyorum. Her şey para değil ama mutlaka iş-aş sorunu olunca her kapı oraya çıkıyor. Her şeye bir bütün olarak bakılmalı. Hepsi bir yerde bütünleşiyor ve riski etkiliyor. Birbirinden ayırmamak lazım. Yabancı yatırımcı kaos olan ülkeye gitmez, haklarını arayamayacağı ülkeye gitmez, maliyetin yüksek olduğu ülkeye gitmez. Pazar riski yoksa gelir, terör yoksa, istikrar varsa gelir. Bunların hepsi bir bütündür” diye konuştu.
HİÇBİR ÜLKEDE SEÇİM DÖNEMLERİ SEVİLMEZ
Seçimlerin psikolojik faktör olduğunu belirten Karabıyık, “Hiçbir ülkede seçim dönemleri sevilmez. Seçimler belirsizliktir. Sonucu ne olacak bilinmez. Seçim süreçlerinde karar alma mekanizmaları işlemez. Kararlar ve yatırımlar seçim sonralarına bırakılır. Belirsizlik süreci yaşanır ve ekonomiler gerileme yapar. Türkiye de bu kadar kaosun ortasında iki tane seçim geçirdi. Bunun da bir maliyeti olacak” dedi.
TÜRKİYE GÜVEN SORUNU YAŞIYOR
Türkiye´nin güven problemi olduğunu aktaran Karabıyık, “7 Haziran ile 1 Kasım arasında bu güven sıkıntısı oldukça arttı. Güven dediğimiz şey istikrar tablosunun bozulması anlamındadır. Bu sadece faiz sisteminin, döviz kurunun bozulması değil, bir belirsizlik sürecinin verdiği güven bunalımıdır. Terörün de buna son derece etkisi vardır. Hukukun üstün olamayışının da buna etkisi var. Bir sürü faktör geliyor ve sonuçta Türkiye´nin güven endeksi düşüyor. Güven, tüketiciler için şudur; yarın ne olacağını bilmezsek cebimizdeki parayı harcamak istemeyiz. İşadamı da yarın ne olacağını bilmeden yatırım yapmak istemez. Böylece her şey ertelenir ve çarklar dönmez. Buna terör de eklenirse güven problemi hat safhaya çıkar” dedi.
RUSYA KRİZİ EKONOMİMİZE OLUMSUZ YANSIDI
Seçim sürecinin ardından bir Rusya krizi yaşandığını aktaran Milletvekili Prof. Dr. Lale Karabıyık, “Bunun bize ekonomik olarak fazla zararı oldu. Toparlanmaya çalışan bir ekonomide Rusya krizinin verdiği sıkıntı söz konusu. Sektörel olarak bakıldığında yaş meyve ve sebzeden tutunda turizm, tekstil, bavul ticaretine kadar etkisi var. Ruslar gelmezse gelmesinler diyebilecek bir lüksümüz yok. Bizim Türkiye olarak ihracata ihtiyacımız var. O sirkülasyonun olması gerekiyor. İhracat olmazsa üretim ve istihdamda olmaz ve hane gelirleri düşer. Türk mallarına yönelik kaçış var. Made In Turkey yazmaması için uğraşıyorlar veya siparişlerini vermiyorlar. Türk firmaları başka ülkelerde üretip, Made In Turkey yazmasın yoksa Rusya ve başka ülkelere satamayız diye endişe yaşıyorlar. Rusya geriliminin ekonomik sorunu olmuştur. En fazla döviz bırakan bavul ticareti Rusya´dan gelen turistlerden sağlanan bavul ticaretiydi. Bunu böyle değerlendirmek lazım. Yaş sebze ve meyvenin yüzde 46´lı kısmı Rusya´ya gidiyor. Bunlar çok büyük miktarlar” şeklinde konuştu.
MALLAR GÜMRÜKTEN GERİ DÖNÜYOR
Türkiye´nin pazar riski ile karşı karşıya kaldığını aktaran Karabıyık, “Mallar gümrükten geri dönme riski yaşıyor. Bozulan mal var, bozulmayan mal var. Üreticiler buna göre pozisyon almışlar. Üretici kendini buna göre ayarlamış. Bunlar zincirleme olarak olumsuz etkileyen konulardır” dedi.
REFORMLARA İHTİYACIMIZ VAR
Amerikan Merkez Bankası´nın faiz hareketine değinen Karabıyık, “Merkez bankasının yaptığından bize ne diyemiyoruz. Kullanılan kredinin faizi, dövizin kuru, cebinize giren para ile ilgili. Amerika küresel krizden çıktı ve bol bol para sevkiyatı yaptı. Parasal genişleme tüm ülkeler geldi. Ardından döviz kuru ucuzladı ve bütün ülkelerde salındı. Amerika iyileşmeye başlayınca ufak ufak paranın salınımını bıraktı, normalleşmeye geçmek istedi. Bu şu demek; Amerika daha az para basacak, para daha kıt olacak, faizi daha yüksek olacak. Bu da bizim gibi cari açığı olan ve dövize muhtaç ülkelere daha az döviz gelmesi demek. Az gelen bir şeyin fiyatı yüksek olur. Döviz kurunun da yükselmesi böyle oldu. Bütün piyasalar bununla çalkalandı. Arttı artacak derken ufakça arttı. Biz ihracat yapıyoruz ama ithalatımız daha fazla. Enerjide dışa bağımlıyız. İthal girdi ile üretim yaptığımız için ithalat miktarımız yüksek. Cari açık problemimiz oluşuyor. Bunu biraz turizm ile kapatıyorduk. Son dönemde turizm gelirleri de sekteye uğrayınca yine gelir azalması oluştu. İMF´e muhtaç değiliz diyorlar. Hiçbir ülke artık İMF´ye muhtaç değil. Amerika´nın bol bastığı paralar dünyada zaten küresel olarak salınıyor. Biz artık İMF´den borç almıyor, diğer ülkeler de almıyorlar. Biz yabancı sermaye çekiyoruz, gel yatırım yap diyoruz. Yabancıların parasıyla da açığımızı kapatıyoruz. Bu kapatmak gerçekten kapatmak değil, yamamak, günü kurtarmak. O borcu buradan alıp başka yere koymak. Gelişmekte olan ülkeler zaten artık İMF´ye muhtaç olmadan işi böyle götürüyorlar. Bunun bir maliyeti var. Az önce ifade ettiğim maliyet de sürekli bizi yabancı sermayeye muhtaç bırakmasıdır. ‘Amerika faiz arttırırsa biz ne yaparız, cari açığımız etkilenir´ diye korkmak durumundayız. Biz maalesef yabancı sermayeye muhtacız. Bizim belimizi büken konu bu. Bunun için reformlara ihtiyaç var” şeklinde konuştu.
Son Güncelleme: 28.12.2015 10:22