Namaz, aynı zamanda müsavat (eşitlik) ve denge unsurudur. Erkek – kadın, zengin, fakir, âmir – memur…. aslında birdir, birbirine eşittir, kulluk plânında aralarında fark yoktur. Günün belli saatlerinde, istisnasız her müslüman aynı namazı kılacak, kiyam, kırâat, rükû ve sücûd gibi hep aynı hareketleri tekrar edeceklerdir. Yine zenginlik veya fakirliğine, âmirlik veya memurluğuna bakılmaksızın yanyana gelecek, omuz omuza verecek, saf durup el bağlayacak, Yaratan’ın huzurunda divan duracaklar, aynı işâretle yatıp kalkacaklardır. Allah’ a kul olmada ve kulluk vazifesini yapmada insanların aralarında asla fark yoktur, herkes müsavidir. Ben – sen yok, biz varız ve hepimiz kuluz. Tıpkı Fatiha Sûresindeki gibi: Fatiha Sûresinde ne diyoruz Allah’a : Biz ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız. Bize doğru yolu göster… Namaz aynı zamanda günlük işlerde de bir denge unsurudur. Günlük işlerin plânlanmasında namazın mühim bir yeri vardır.