Ertesi sabah Silahdar Ağaya yüz kuruş vererek o fırına gönderdi. Vermiş olduğu yüz kuruşu kendisine beddua eden o kadına vermesini emir buyurdu. Silahdar Ağa ile birkaç kişi yine tebdil-i kıyafet ederek o fırına geldiler ve kadını sordular. Kalabalıktan bir kimse kadını tanıdığını fakat nerede oturduğunu bilemeyip, ancak bunu mahalle ekmekçisinin bilebileceğini söyledi. Mahalle ekmekçisi, kadını ve hanesini bilip, bunları alıp kadının evine götürdü.